Çalışanlar Üzerinde Pazartesi Sendromu Etkileri

Pazar gecesi. Hafta sonunu bitirmek üzeresin kaygı ve endişe duymaya başladın. Hoş geldin pazartesi sendromu.

Pazar gecesi. Hafta sonunu bitirmek üzeresin kaygı ve endişe duymaya başladın. Hoş geldin pazartesi sendromu. Bu sendrom yoğun tempoyla çalışılan iş koşullarında kısa hafta sonu tatilini tüketip aynı işe tekrar başlayacak olmanın verdiği huzursuzluktur. Etkisini en fazla öğrenci ve rutin işlerle uğraşan çalışanlar hisseder.

Modern toplumlarda sanayileşme süreciyle birlikte mesai saatlerinin düzenli hale gelmesi, bu sendromun daha fazla insanı etki altına almasıyla doğrudan ilişki mevcuttur. Gerçekten büyük dert pazartesi sendromu. Belirtilerinde baş ağrıları alarmla başlayan stres, uyuşukluk, işe geç kalmak, sakarlık, huzursuzluk ve daha birçok semptom var.

Durumun Farkında Olun

Bu kavram gündelik yaşamımızda tecrübe ettiğimiz olumsuz bir duygu halidir. Bu duygu halinin kişi sahip olduğu psikolojik bir problemle alakası kesinlikle yoktur, kişi bu duygu halinin üstesinden kolayca gelebilir. Pazartesi sendromu bazen farklı bir duygu haline dönüşebilir. Belirtileri nedeniyle kişi ya da yakınları tarafından depresyonla karıştırılabilir. Depresyonla ilgisi yoktur. Bu nedenle belirtileri iyi bilmek gerekir.

Pazar Gecesi Kabusu

Her ne kadar pazartesi sendromu denilse de bir diğer adı pazar gecesi ya da sendromu olmalı. Bu sendroma bağlı belirtiler pazar gecesi etkilerini göstermeye başlar. Çalışan yarın sabah erkenden kalkıp işe gitmenin bu hayattaki en anlamsız ve üzüntü veren şey olduğu düşünür. Bazı kişiler etkisini o kadar yoğun hisseder ki tam bu noktada hayatı bile sorgulamaya başlarlar. Özellikle kendi işlerini yapmayan ve maaşlı çalışanlar hemen hayallere dalıverirler:

"Kendi işinin yapacaksın, başkaları için çalışmayacaksın bu hayatta. "

Ama bu hayaller çoğu zaman nafiledir. Bunu kendi de bilir.

Uyku Bile Zehir Olur

Umutsuz düşüncelerle yatağa girilir. Aksi gibi yatakta o kadar soğuktur ki bu bile endişesini arttırmaya yeter. Her şey mi istemediğimiz şekilde yol alır bu hayatta? Uyku bir türlü dokunmaz göz kapaklarına. Kalbinde sürekli bir endişe, aklında ise yarın yapılacak işlerin listesi vardır. Kendini avutmaya çalışırsın:

"Şimdi sakin ol ve uyumaya çalış. Yarın her şey güzel olacak."

Güç bela uyursun ama o bile işkenceye dönüşür. Sürekli alarm çalacak diye uykuların bölünür, saati kontrol edersin uyumak için daha ne kadar zamanım var diye. Gözlerini kapadığı o kısa anlarda da kabusların uykularını ele geçirir. Aklın iş yerinde olacakları çıkarır karşına. Tekrar uyanır tekrar uyumaya çalışırsın. Ve o saat çalar.

İşe Doğru Yola Çıkılır

Düşmanın en zalim yardımcısı olan saat kendine yakışır bir biçimde çalar.  Biraz panik tabi ki mutsuz ve gözü kapalı onu susturmaya çalışırsın. Yataktan bir sürüngeni imrendirecek bir biçimde çıkar ve yüzünü yıkamak banyoya gidersin. Uyanmak istemiyorsun ama sorumlulukların var. Hadi kalk!

Eğer yetişmen gereken bir servis varsa işler senin için daha da karamsar bir hal alır. Çünkü iş yerin evine uzak, o servise yetişmek için acele etmelisin ama vücudun da bir o kadar yavaş. İşkencenin bir türü gibi, değil mi? Aceleyle çıktığın için hemen ayak üstü bir şeyler atıştırırsın veya kahvaltı yapamazsın.

Ofise Geldin

Tek gözlü kara ayna sanki tehdit eder gibi bakar. Sende yatağını düşünürsün belki de rahat bir kahvaltıyı. Patronun birazdan gelir ve senden geçtiğiniz haftanın raporunu ister. Patronlar hep daha sonra gelir ve sürekli isterler, değil mi? Bir şeyler eksik sanki. Daha tam ayılmadın. O zaman kahveye ihtiyacın var. Yavaş yavaş ayılmaya başlarsın. Ne kadar mutsuz düşüncelerin olursa olsun ya da işini sevmiyor olsan da çalışmaya başlarsın. Günün geri kalanı belki salı günün bir kısmı bile pazartesi sendromuyla geçecek.

Çare Sende

Haberler kötü. Tamamen kurtulmanın yolu yok. Bizler insanız. Her günün ya da her pazartesinin mutlu ve huzurlu geçecek diye bir şartlanma söz konusu olamaz. Herkes pazartesi sendromu yaşar. Kimisi bu durumu kabullenir ve karamsarlığa kapılır kimisi de göz ardı ederek mutlu olmaya çalışır. Hayata karşı direnin pazartesileri daha fazla gülün, en sevdiğini kıyafetleri giyin, herkese karşı güler yüzlü ve esprili olun. Zaman çok kıymetli ve sadece bir anlıktır. Unutmayın pazartesileri daima olacak. Mutlu kalın.

Yazar: Eray Uzun