EĞİTİM BAŞARISINDA TEKNOLOJİ GERÇEĞİ

İnsan yaşamı bilgi ve deneyimlere dayalıdır. Bireylerin dünyada kimlik edinebilmeleri için bilişsel ve kişisel kazanımlar elde etmeleri gerekir. Eğitim kimlik oluşumunda büyük önem arz etmektedir. Günümüzde eğitim kavramı teknoloji ile doğru orantılıdır. Teknolojik gelişmeler eğitimin daha eşit şartlarda alınmasına olanak sağlamıştır. Eğitimi fiziki mekanlardan soyutlamış. Eşzamansız (Asenkron) bir hale dönüşmesine olanak sağlamıştır. Bireylerin eğitimi istedikleri zaman başlatabilme, durdurabilme ya da bitirebilme imkanı sunmuştur. Öğrenim sürecini interaktif bir hale getirmiştir. Teknolojik gelişmelerin en sık kullanıldığı yer eğitim kurumlarıdır.

Teknoloji Devleri

Dünyada söz sahibi olabilme koşulunun teknolojinin gelişimiyle evrimleştiğini görebilmekteyiz. Önceleri savaşarak toprak kazanmak devleşmenin en önemli koşuluyken artık fikir ve ar-ge çalışmaları yeni Dünya düzenini oluşturmakta. Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Hindistan, İsrail, Çin, Singapur, Kanada, Güney Kore, Almanya ve Rusya bu düzenin kurucuları konumundadır.

Üreten Mi Başarılı Tüketen Mi?

Her üç yılda bir uygulanan PISA örnekleriyle konuyu derinleştirelim. Avrupa Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD) yürüttüğü Pisa testi 75 ülkenin katılımıyla gerçekleşiyor. Test 15 yaş grubu öğrencileri kapsıyor. Araştırmanın sonuçlarına göre, Singapurlu öğrenciler matematik, bilim ve okumada en yüksek notları alarak en başarılı öğrenciler oldu. Yukarıda bahsettiğim yeni Dünya düzeninde söz sahibi olan Singapur üretenin başarılı olduğu konusunda önemli bir örnek oluşturmakta. Gelişimi takip eden ülkelerin üretmeleri ve bunu hayatlarına entegre edebilmeleri sonucunda başarı doğal sürecin ta kendisidir. T

Üreten Ülkelerin Eğitim Anlayışı Nelerdir?

Başarılı ülkelerde her şeyden önce, öğretmen niteliği çok yüksek; öğretmen yetiştiren kurumlara yalnızca en başarılı öğrenciler alınıyor, öğretmenler öğrenim programının oluşmasına doğrudan katkı sağlıyor ve kendilerini sürekli geliştiriyor. Başarılı ülkelerin diğer sırrı da araştırma temelli öğretim yöntemleri kullanılmaları ve okul öncesi eğitime katılımın yüksek olması.

Eğitimin İçerisinde Doğru Teknoloji Kullanımı Nasıl Olmalı?

50 yıl sonra da dünyanın ilgisinin devam edeceği şeyler sürdürülebilirlik başlığı altında çevre, genetik, enerji, yapay zeka ve sektörel faydaları, gibi konular olacak. Eğitimi de dolayısıyla bu bağlamda ele almak lazım. Eğitim programı dediğimizde tek tek derslerin ayrı ayrı kazanımlarına derinlemesine odaklanmaktan ziyade genel yetkinliklerin  yaşa uygun işlenerek, geliştirilmesi hedeflenmelidir.

Öğrencilere tavsiye vermek yerine onlara öğrenme ihtiyacı hissettirmek, büyük hayaller kurmak hedefe alınmalı. Peki, burada okulun görevi ne yapacak. Okul hedeflenen yetkinlikleri kazandırmakla ilgili yol haritasını yönetmeli, fikirler üzerine tartıştırmalı, bunların yapılacağı bir sosyal ortamı sağlamalı, öğrencilerin takıldığı yerde onlara ipuçları vermeli, gerektiğinde daha detaylı yardım sağlamalıdır. Bunu yaparken amaç okulda öğrencilerin etrafını acayip bir teknolojiyle donatılmak değil. Ancak öğrencinin hareketlerini izleyebilmek, yardım ve karar destek mekanizmalarını doğru şekilde çalıştırmak için altta çok ciddi bir teknolojinin çalışması gerekiyor.

Kontrolsüz Güç, Güç Değildir

Eğitimi sadece okullarda öğretilen bilgiler olarak düşünmemek gerekir. Bireyler günümüzde kişisel hobilerini, ya da edinmek istedikleri uzmanlıkları veya bilgileri İnternet ortamından sağlamaktadır. Burada devreye giren doğru ve verimli kullanım konusu akla gelmekte. Çalışma ve günlük koşuşturma içinde özel alanlarımıza ayırdığımız süre çok kısıtlı ve kıymetlidir. Burada bize en doğru referansı verecek olan bilgi insanların sosyal ağlarda ve İnternette ne kadar bir süre harcadığıdır. Gelişmekte ülke konumunda olan Türkiye’de günlük kullanıma bakacak olursak, insanlar İnternette günde ortalama 7 saat geçiriyorlar. Günde ortalama 2 saat 48 dakika sosyal medyada. Ortalama 2 saat 44 dakika televizyon başında ve son olarak günde ortalama 1 saat 22 dakika müzik dinleyerek vakit geçiriyorlar. Buradan çıkarılan en temel sonuç Türkiye’de teknoloji anlayışının büyük çoğunun sosyal medya kullanımından ibaret olduğudur. Neye sahip olduğumuz değil hangi amaçla kullandığımız başarı çizgimizin yönünü belirler.

Yazar: Buse Şahin