Eğitim, Bireysel Bir Yatırım Aracı Mıdır?
20. yüzyılın dinamikleri bireyin tek yönlü gelişimini yetersiz kılan, aynı anda birden fazla alanda bilgi ve eğitim sahibi olması gerekliliğini doğuran bir yapıya sahiptir. Özellikle II. Dünya savaşının ardından yaşanan ekonomik kayıplar ve ülkelerin içine düştüğü buhranlar yeni yüzyıl insanın hayatta kalmak için ya da refahını en azından mevcut koşullarda devam ettirebilmek için mücadele etmesini gerektirmiştir. İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılın sabahında da aynı dinamikler geçerliliğini korumaktadır.
Sürekli devinim içinde olan bir dünyada ve Endüstri 4.0 devriminin konuşulduğu şu günlerde, bireyin aldığı eğitim önemli bir farklılaşma aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Alınan eğitimin, bireyin mevcut yetkinliklerine paralel olması bilgi birikimini artırdığı gibi aynı zamanda bu bilgi kullanıldıkça bireye öz güven sağlama aracına dönüşecektir.
Eğitim ve Yatırım İlişkisi

Buradaki yatırım kavramı ile, bireyin entelektüel sermayesine ( gücüne) yapacağı yeni eklemelerin, günün sonunda bireye kazandıracağı ekonomik değer ifade edilmektedir. Kendine yatırım yapmak olarak da değerlendirilebilir. Bu ekonomik değerin ücrete yansıma süresi, mevcut konjonktür ve yatırımın geri dönüş hızına göre değişiklik gösterecektir. Elbette eğitim tek başına bireyin entelektüel sermayesini üst seviyelere taşımak için yeterli olmayacaktır. Uygulama ve tecrübeler, eğitim yatırımının bireysel kazanç olarak geri dönüşünde bir gerekliliktir. Tecrübe bilginin sağlamlaşmasına olanak tanır. Eğitim alanında bireyin kendisi için yaptığı yatırım, şirketlerin yaptığı gibi iş birimi yatırımı olarak düşünülebilir. Bu durumda da bireyin eğitim verimliliğini ve geri dönüş süresini önceden kabaca da olsa tahmin etmesinde fayda vardır. Ancak bu noktada bireysel yatırım olarak düşünülen eğitimin geri dönüşünün sayısal olarak hesaplanması oldukça zordur.
Sonuç olarak, günümüz değişen dünyasının yada kapitalizmin bir gerekliliği olarak, bireyin bu değişeme ayak uydurması ve bireysel entelektüel sermayesine ekonomik değer katabilmesi için eğitim alması, kişisel gelişim için bir yatırım aracı olarak değerlendirilebilir. Burada sözü edilen, önünüze çıkan ya da ulaşabildiğiniz her eğitimi almak demek değildir. Yetkinlik ve daha önceki eğitimlere ilave değer katacak konuların seçilmesi, gerekirse destek alınarak yönlendirilme sağlanması gerekir. Bireyin seçeceği eğitim konusunda yani yapacağı yatırımın geri dönüşü konusunda – daha hızlı olmasa bile – daha doğru sonuçlar alacaktır.
Eğitime Yapılan Yatırımın Değerlendirmesi Bireysel mi Olmalıdır?
Şirketlerin yaptıkları yatırımların verimliliğini ölçmek için harcadıkları çaba boşuna değildir. Yatırımın nicelik olarak katkısını ölçmek ileride doğru olmayan benzer bir yatırım yapılmasını engeller. Bu örnekten hareket ederek, bireylerin yaptıkları eğitim yatırımlarının da birey açısından verimliliğini ölçmek ya da ölçmeye çalışmak gerekir. En nihayetinde, bireye kattığı nicelik ve nitelik değerler ve entelektüel sermaye artışı yönünden eğitim bireysel bir yatırım aracı olarak değerlendirmelidir.
Eğitim Nedir?
Sürekli devinim içinde olan bir dünyada ve Endüstri 4.0 devriminin konuşulduğu şu günlerde, bireyin aldığı eğitim önemli bir farklılaşma aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Alınan eğitimin, bireyin mevcut yetkinliklerine paralel olması bilgi birikimini artırdığı gibi aynı zamanda bu bilgi kullanıldıkça bireye özgüven sağlama aracına dönüşecektir.
Eğitim ve Yatırım Arasındaki İlişki Nedir?
Buradaki yatırım kavramı ile, bireyin entelektüel sermayesine (gücüne) yapacağı yeni eklemelerin, günün sonunda bireye kazandıracağı ekonomik değer ifade edilmektedir. Kendine yatırım yapmak olarak da değerlendirilebilir.
Eğitim Tek Başına Yeterli Midir?
Elbette eğitim tek başına bireyin entelektüel sermayesini üst seviyelere taşımak için yeterli olmayacaktır. Uygulama ve tecrübeler, eğitim yatırımının bireysel kazanç olarak geri dönüşünde bir gerekliliktir. Tecrübe bilginin sağlamlaşmasına olanak tanır.