Farklı Bir Eğitim: Kod Yazma
Ebeveynler çocuklarının başka bir dili öğrenmelerini ve bu alanda da kendilerini yetiştirmelerini ister. İşte bunun en iyi yollarından birisi de programlama dili yani kod yazma.
Programlama dili sadece bilgisayar programcılarının, yazılım mühendislerinin kullandığı bir dil değil. Çocuğunuz farklı bir meslekte ilerlemek isteyebilir. Kod yazma ise asla buna engel değil.
Kod Yazma Nedir?
Kod yazma bir yazılımı sıfırdan oluşturarak meydana getirme ya da bir yazılımı geliştirmek için fazladan kod dizgileri eklemek demektir. Kodlar yardımıyla yaşantımızda kullandığımız işletim sistemleri, internet tarayıcıları, internet siteleri ve daha birçok çalışma meydana çıkar.

Teknik Bilgi Gerekli
Kod yazmak bir yetenek işi olmasının yanı sıra büyük oranda teknik bilgiye sahip olmayı da gerektirir. Kod yazma şiir yazmak gibidir. Teknik açıdan bir programlama dili öğrendiğinizde önce hangi kodların ne işe yarayabileceğini öğrenmiş olursunuz.
Sonrasında bunları istediğiniz gibi bir araya getirerek küçük parçalardan bir bütün oluşturmak ise artık sizin hayal gücünüze kalmış bir olay. Bugün sosyal ağlarda en üst basamakta yer alan şirketlerin kurucularının 9-12 yaşlarında iken basit kodlar yazarak bu seviyelere geldiklerini biliyoruz.
Steve Jobs, Bill Gates ve Mark Zuckerberg gibi tanınmış başarılı isimler daha çocuk yaştan programlama öğrenmişler. Sizin çocuğunuzun da ilerde bu isimler arasında olması için hiçbir engel yoktur. Örneğin; Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, kod yazmaya 9 yaşında başlamış. Microsoft’un sahibi Bill Gates ise ilk programını 13 yaşında yazmış.
Kod Yazmanın Faydaları Var Mı?
Kod yazma kişiye ne gibi fayda sağlar? Kod yazma kişilerin analitik ve yaratıcı düşünmelerini, problem çözmelerini, olaylar veya durumlar arasındaki ilişkileri görebilmelerini, farklı bakış açısından bakabilmelerini ve odaklanma becerilerini geliştiriyor.
Bu beceriler çocukların gelecek hayatların da ve farklı meslek dallarında da gerekli olacak becerilerini de geliştirmelerine temel olacaktır. Çocuk yaşta öğrenilen bilgi ve becerilerin kalıcı olduğunu biliyoruz.
Bunların yanı sıra programlama eğitiminin insan hayatında ki etkisi, hayat boyu yaşanan problemleri bir bütün olarak ele almak yerine problemleri parçalara bölerek problem karşısında yaşanacak stresi en asgariye indirgenmesidir.
Çocuklar Kod Yazabilir Mi?
Teknolojiyi çocuklara öğretirken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Çocuklar teknolojiyi eğlence amaçlı kullanıyorlar. Bu durum çocukları teknoloji tüketicisi yapıyor. Çocuklarınızı teknolojiyi tüketmek yerine üretmelerini sağlamalısınız.
Cep telefonları gibi akıllı cihazlar ile çocuklarınızı oyalamayın ki zamanlarını kaybetmesinler. Bunun yerine teknolojiyi öğrenmeleri daha faydalı olur. Ebeveynlerin en büyük hatası çocuklarını teknolojiyi kullanarak baştan atmaları.

Kod Yazma Eğitimine Kaç Yaşında Başlanmalı?
Birçok kaynak çocukların kod yazma eğitimine, 4-5 yaşında başlayabildiklerini yazıyor. Ve eğitimciler kod yazmanın okuma yazma kadar önemli olduğunu da vurguluyorlar. Gerçek anlamda kod yazma eğitiminin ise 7-8 yaşlarında olduğudur. İlkokul döneminde okuma yazma ve temek matematik öğrenildikten sonra başlanabileceği yönündedir.
Çocuklar farklı ilgi alanlarıyla ilgilenebiliyorlar. Örneğin, sanat dalları gibi. Bu durumda kod yazmayı profesyonel anlamda yapmaları gerekmez. Çocuk yaşta kodlama eğitimi almış bireylerin gelişen becerileri göz ardı edilemez.
Farklı meslek gruplarında uzmanlaşmış kişiler arasında çocuk yaşta kod yazma eğitimi almış kişilerin başarıları ön plana çıkmaktadır. Bu konu ile ilgili Steve Jobs diyor ki “Ülkedeki herkes programlamayı öğrenmeli. Çünkü insana nasıl düşünmesi gerektiğini öğretiyor.”
Tüm bunları yaparken bilinmesi gereken altın bir kural var. Çocuğunuza kod yazmayı öğretmeyin. Kod yazmaya teşvik edin. Özellikle bu konuda ebeveynlerin teşviki çok önemli.
Kod yazmanın yanı sıra programlama ile içiçe olan farklı Yazılım ve Bilişim Eğitimleri de almanız mümkün. İstanbul İşletme Enstitüsü ücretsiz verdiği online eğitimler ile bu konuya oldukça destek veriyor.
Yazar: Tuğrul Aktığın