Geleneksel Öğretim Dijital Yerli Öğrenciler İçin Ne Kadar Yeterli?

Dijitalleşme ve eğitim sistemi teknoloji ve bilimin ışığında farklı öğretim yöntemleri geliştirilerek entegre edilmeye çalışılıyor.

Teknolojideki hızlı gelişmeler, kuşaklar arasındaki farklılıkların daha da belirginleşmesine neden olmuştur. Dedelerimizin “Nerede o eski bayramlar” ya da ananelerimizin “Eski komşuluklar yok artık” sitemlerinin kaynaklarından biri de yaşanan kuşak farklılıklarıdır. X, Y ve Z olarak nitelendirilen bu kuşaklar birbirinden oldukça farklı özelliklere sahiptir. Bu nedenle Y kuşağı için uygun olan öğrenme yöntemleri (geleneksel öğretim yöntemleri), Z kuşağı yani dijital yerli öğrencilere hitap etmez.

Geleneksel Öğretim Yöntemleri

Geleneksel öğretimde öğrenci pasiftir, düz metinler ön plandadır, bilgi doğrusal işlem adımları ile sunulur ve teknoloji derslere gerektiği gibi entegre edilmez. Süreç öğretmenin kontrolündedir. Öğretmenin aktardığı bilginin öğrenciler tarafından olduğu gibi benimsenmesi gerekir. Sonuç odaklıdır. Öğrenciyi ezbere yönlendirir.

Dijital Yerli Öğrencilere Ve Geleneksel Öğretim Yöntemleri İlişkisi

2000 yılından sonra doğan etrafındaki teknolojik cihazları etkin bir şeklide kullanarak büyüyen bireylere dijital yerli ya da Z kuşağı denir. Z kuşağındaki bireyler, zamanının büyük bölümünü teknoloji ile iç içe geçirir. Teknoloji ile geçirdikleri zamanın kontrolü kendi ellerindedir. Bu nedenle süreci kendilerinin yönettikleri, aktif öğrenme ortamlarını tercih ederler. Zamanlarını oyun, sosyal medya gibi platformlarda geçirdiklerinden; oyun hızında ve anında geri dönüt alabilecekleri öğrenme ortamlarını isterler. Dijital yerli öğrenciler sabırlı değildir.

Aynı anda birden fazla işi yapabilirler (müzik dinlerken, kitap okuyabilirler). Sunum ya da düz anlatım yerine grafik ve hap bilgileri tercih ederler. Öğrenecekleri bilgilere istedikleri sırada oluşma eğilimi gösterirler. Öğretmenlerinin anlattıklarını değil, o anda onların merak ettikleri konuları öğrenmeyi isterler. Teknoloji ile desteklenmiş öğrenme ortamlarını tercih ederler. Dijital yerli öğrencilerin özellikleri ve ihtiyaçları ile geleneksel öğretim yöntemlerinin sundukları birbiriyle örtüşmemektedir. Bu nedenle geleneksel öğretim yöntemleri z kuşağı öğrencileri için yetersiz kalır.

Dijitalleşme ve eğitim sistemi teknoloji ve bilimin ışığında farklı öğretim yöntemleri geliştirilerek entegre edilmeye çalışılıyor.   Ancak yeni öğretim yöntemlerini uygulayan öğretmenler, geleneksel öğretim yöntemlerinden bağlarını koparamadığı için yapılan çalışmaların bir yanı eksik oluyor. Bu nedenle de öğretmenler, dijital yerli öğrencilere gerektiği gibi hitap edemiyor. Okullara yerleştirilen akıllı tahtalar, öğrencilerin gözünde YouTube videolarını izledikleri televizyon olarak kalıyor. Eğitici oyunların yüklenmesi gereken tabletler, sıradan oyun araçlarına dönüyor.

Dijital Yerli Öğrenciler İçin Yöntemler

Dijital yerli öğrencilerin özellikleri ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak öğrenme ortamları hazırlanmalı. Sanal ortamlar (müze, laboratuvar vb.), artırılmış gerçeklik, STEM, proje tabanlı öğrenme, laboratuvara dayalı öğrenme, eğitsel oyunlar, Web 2.0 destekli öğrenme ortamları z kuşağı için kullanılabilecek yöntemler arasında yer alır. Çok basit müdahalelerle öğrenme ortamları dijital yerli öğrenciler için uygun hale getirilebilir. Örneğin, öğrencilerinize 30 soruluk çoktan seçmeli bir testi uygulamak istediniz.

Geleneksel kağıt-kalem uygulaması yerine hazırladığınız soruları Kubbu uygulamasına aktarabilirsiniz. Kubbu ile testi öğrencilerinizle paylaşabilirsiniz. Öğrencileriniz bu sayede; soruları tablet ya da bilgisayarlarından görebilir, soruları çözebilir, testin sonucunu anında öğrenebilir, yapamadığı soruların açıklamalarını okuyarak kendi öğrenmesini kendi yönlendirebilir. Tüm süreci sizlerde kendi sisteminizden takip edebilirsiniz. Bu durum hem dijital yerli öğrenciler hem de öğretmenleri için etkileşimli bir platform oluşmasını sağlar. Oluşturulan grup ile tüm sınıf birbiri ile etkileşim içerisinde olur.

Yazar: Derya Altınışık