Günlük Ve İş Hayatında İngilizce Farkı

İngilizce hayatımızın birçok alanına girmiş bulunmaktadır. Üniversite yıllarında araştırma yaparken, günlük hayatta haber veya makale okurken, uluslararası çalışan firmalarda iş yaparken yabancı dile fazlasıyla ihtiyaç duyarız.

İngilizce hayatımızın birçok alanına girmiş bulunmaktadır. Üniversite yıllarında araştırma yaparken, günlük hayatta haber veya makale okurken, uluslararası çalışan firmalarda iş yaparken yabancı dile fazlasıyla ihtiyaç duyarız.

Günlük Hayatta İngilizce Farkı

Lise ve üniversitede aldığım İngilizce eğitimi sayesinde firmamda işe alındım. Sıklıkla iş seyahatine çıkıyorum. Toplamda sekiz ülkeye defalarca gittim. Bu ülkeler İngiltere, Finlandiya, Almanya, Hollanda, İspanya, Çin, Filipinler ve Japonya’dır. Tanıştığım insanlar Türkiye’yi ziyaret ettiğinde ben de onları ağırlıyor ve yardımcı oluyorum. Tanıdığım, konuştuğum her insan beni kültürel olarak zenginleştiriyor. Bir dil bir insan sözünün ne kadar doğru olduğunu her seyahatimde anlıyorum.

Filipinler’den bir örnek verelim. Ülke ekonomi ve eğitim olarak kötü bir durumdadır. Uzun yıllar sömürge olarak kaldıkları için İngilizce, ülkenin ana dilinden daha yaygındır. Tarihsel olayların bir sonucu olarak bu dil anaokulundan itibaren öğretilmeye başlanmıştır. Oysa benim okuduğum yıllarda dil eğitimi dördüncü sınıfta başlıyordu. Aradaki yıl farkı az gözükebilir. Ancak “ağaç yaşken eğilir” sözünü göz önüne alırsak yıl farkının önemini daha iyi anlayabiliriz.

Dile hakim olmayan bazı arkadaşlarım seyahatlerinde beni arıyorlar. Eğer bir restoranda İngilizce menü yoksa, bir müzeye girişte sorun yaşıyorlarsa, toplu taşıma bileti veren makineleri kullanırken zorlanırlarsa, beni arayıp yardım istiyorlar. Garsonla konuşup yemek sipariş ediyorum. Konsere gideceklerse veya bir sanat galerisini gezeceklerse, biletlerini almaları için görevliyle konuşuyorum.

Benzer bir şekilde Starbucks'a bir kahve içmeye gittiğinizi düşünün. Dil bilmeseniz bile en sevdiğiniz kahvenin ismini bir şekilde ezberlemiş olabilirsiniz. Ancak yeni bir kahve denemek istiyorsunuz diyelim. Eğer kahvenin ismini telaffuz edemiyorsanız, bu durum kendinizi kötü hissetmenize sebep olabilir.

İngilizce Bilmenin Önemi

2. Dünya Savaşı yıllarında Nazilerin toplama kamplarından biri olan Dachau toplama kampı, Münih’te bulunmaktadır. Almanya ziyaretiniz sırasında bu kampa gittiğinizi düşünelim. Şanslı gününüzdesiniz. Kampa girişte verdikleri sesli bilgi cihazında Türkçe dahil olmak üzere birçok dilde kayıt bulunuyor. Bir binanın, odanın veya bölgenin önüne geldiğinizde cihazın ilgili tuşuna basarak Türkçe bilgilendirmeyi dinleyebilirsiniz. Almanya’da birçok Türk yaşadığı için Türkçe seslendirme mevcut.

Ancak diğer ülkelerde böyle bir kolaylık bulamayacaksınız. O yüzden İngilizce bilmek oldukça önemli hale geliyor. Gittiğiniz bir sanat galerisinde veya müzede, hoşunuza giden herhangi bir şeyin tarihçesini okuyamamak son derece üzücü bir durum. Eğer dil bilmiyorsanız ve yanınızda Türkçe bilen bir rehber yoksa sadece gördüklerinizle yetinmek zorundasınız. Bu da seyahatinizin kalitesini ve keyfini oldukça düşürecektir.

İş Hayatında İngilizce Farkı

Eğer uluslararası bir şirkette çalışıyorsanız en az bir yabancı dile hakim olmak size büyük avantaj sağlayacaktır. İşinizi de iyi yaparsanız yabancı firmalarla olan tüm iletişimleri yürütebilirsiniz. Eğer göreviniz iş seyahatlerine uygunsa çeşitli ülkeleri görebilirsiniz. İşverenler dil bilmeyen çalışan alıp eğitimine zaman harcamak yerine en az bir dil bilen çalışan tercih ediyorlar. Benim için de aynı durum geçerliydi.

İyi derecede İngilizce bildiğim için şirketim de ek olarak Almanca eğitimi almamı sağladı. Sadece bir mühendisim. Ancak dil bilgim sayesinde üst düzey yöneticiler, patronlar ve CEO’larla bile iş yemeklerinde bir araya geliyorum. İş, siyaset, din ve kültür konuşabiliyoruz. Bu konuların herhangi birini konuşabilmek bile insana mutluluk ve özgüven veriyor. İngilizce öğrenmenin yaşı yoktur. Bu yüzden hemen online eğitimler alın. İstanbul İşletme Enstitüsü dil konusunda ücretsiz yabancı dil eğitimleri veriyor. Kendinize en uygun öğrenme programını bularak yeni dilinizi öğrenin.

Yazar: Atakan Soysal