İletişimde Beden Dili Yanlış Kullanılıyor
Etkili iletişim için beden dili ve önemi kişi tarafından iyi kavranmalı. Doğru bir beden dili kullanmak için aşırı göz temasından sürekli sabit kalmaktan veya fazlaca hareketli olmaktan kaçınmak gerek.
Beden diliniz söylemlerinize destek mi oluyor yoksa köstek mi? Psikoloji bilimi geliştikçe beden dili hakkında doğru bildiğimiz yanlışlar ortaya çıkıyor. Çoğu zaman pozitif yönde bizi desteklediğine inandığımız hareketlerin negatif izler taşıdığını öğreniyoruz. Bana göre temelde saygı kavramı yer aldığı sürece beden dili er veya geç o saygıyı karşı tarafa aktaracaktır.
Samimi bir gülüş ve sıcak ama mesafeli bir tokalaşma pozitif bir ilk izlenim yaratmada kesinlikle fayda sağlayacaktır. Peki ya sonrası?
Beden Diline Dikkat
Asıl mesele sonraki aşamalarda belirginleşiyor. Sözlerimiz ile davranışlarımız birbirini desteklemediğinde gerçekler biz saklamaya çalışsak dahi bizi ele veriyor. Size vakit ayırmaktan mutluluk duyarım diye başladığınız bir görüşmede 3 dakika aralıklarla saatinize bakmanız karşı tarafta bir çelişki yaratacaktır. Tıpkı merakla dinlediğinizi söylediğiniz bir konuşmada göz temasından kaçınmanız gibi. Belki de kariyerinizdeki gizli düşmanınız mesai arkadaşlarınız değil sizsinizdir. Yani mimikleriniz, hareketleriniz, yani beden diliniz.
Etkili iletişim için beden dili ve önemi kişi tarafından iyi kavranmalı. Doğru bir beden dili kullanmak için aşırı göz temasından sürekli sabit kalmaktan veya fazlaca hareketli olmaktan kaçınmak gerek. Pek çoğumuz ayak ayaküstüne atınca mesajınız budur, kollarınızı gevşetirseniz olumlu gevşetmezseniz olumsuz imaj çizerseniz gibi kavramları hak ettiği düzeyde yorumlayacak bilgiye sahip değiliz bence. Bu davranışların birebir karşılıklarını psikoloji ve psikiyatr dallarının uzmanları bile kesin çizgilerle ayıramamaktadır. Bu kavramdan yola çıkarak beden dilinin büyük kısmı içerisinde bulunduğumuz toplumun örf, adet ve ananelerine göre belirlendiğini söylemek yanlış olmaz. Tıpkı genel toplum kuralları gibi.
Toplum Kuralları Gibi
Bir arada huzur içerisinde yaşamak için yazılı olmayan ancak kuşaktan kuşağa içerisinde bulunulan coğrafyaya göre değişen ve belirlenen bazı davranışlar olumlu olumsuz geri bildirimlerine göre toplumda yer etmiş ve adeta yazılı kural haline gelmiştir.
Beden dili de bu kavram üzerinde gelişmiş olmalı. Merakla dinlediğinizi söylediğiniz bir konu gereksiz yere uzatılıyor, konunun özünden sapılıyor ve beklenen merakı uyandırmıyor ise gözlerimizin biraz baygın bakmaya başlaması saygısızlık mıdır? Veya elbette zamanım var seni dinlemeye diye başladığımız diyaloğun sınır tanımadan uzaması halinde sıklıkla saate bakmamız saygısızca mıdır?
Saygı Ve Empati
Her iletişimde olması gereken saygı ve empati beden dilinin temelinde de bulunmalıdır. Ancak o zaman heyecanlı bir tartışmada hararetli bir şekilde savunduğumuz konu hakkında konuşurken salladığımız o parmağın dinleyici üzerinde nasıl bir etki yaratacağını düşünebiliriz. Bu olgunluğa erişim bizi yaşadığımız veya anlık bulunduğumuz ortamlar içerisinde daha hatırlanır kılacaktır.
“Geldi 45 dakika anlattı, bağırdı durdu sesini duyurmak için” yorumu yerine, “45 dakikanın nasıl geçtiğini anlayamadık umarım yine bir araya gelme fırsatı yakalarız” denilen kişi konumuna gelmek elimizde. Elimizin, kolumuzun, gözümüzün, mimiklerimizin hareket yeteneğinin beynimize bağlı istemli yönlendirmeler ile olduğunu hep hatırlayarak, hayata sevgi ve saygı dolu yaklaşımımızın her zaman beden dilimizin pozitif desteğini karşı tarafa yansıtacağını bilerek yapılan her iş başarıya ulaşacaktır. Böylece “indir o eli aşağı” kavramı yavaş yavaş toplumdaki yerini de kaybedecektir.