İletişimde Bir İz Bırak

İşaret dili konuşma ve işitmeden yoksun kişiler arasında kullanılan alternatif ve etkili bir iletişim aracıdır. El hareketlerine ve mimiklere dayanan sözsüz bir anlaşma yöntemidir. Her geçen gün önemi artan bu dil işitme ve konuşma engellilerle etkileşimi kolaylaştırmaktadır.

Bu yazıyı yazmamın amacı işaret diline ne kadar ihtiyaç olduğu konusunda bir farkındalık oluşturmak. İşaret dili konuşma ve işitmeden yoksun kişiler arasında kullanılan alternatif ve etkili bir iletişim aracıdır. El hareketlerine ve mimiklere dayanan sözsüz bir anlaşma yöntemidir. Her geçen gün önemi artan bu dil işitme ve konuşma engellilerle etkileşimi kolaylaştırmaktadır.

Evrensel Bir İşaret Dili Var Mı?

Hayır. Keşke olsaydı ve dünyanın neresine gidersek gidelim anlaşabileceğimiz bir dilin olması son derece mükemmel olurdu. Her bölgenin ayrı bir işaret dili vardır. Bu yüzden de bir ortaklıktan da bahsedemeyiz. Şu an bizim kullandığımız Türk işaret dilinin kökeni Osmanlı Devleti'ne 1500'lü yıllara dayanmaktadır. Hatta 2. Abdülhakhamit bu dili profesyonel hale getirip işitme engelliler okulunu açmıştır. Burada farkındalığı olan insanların işaret dili kullanması daha kolaydır. Bu kolaylık hareketlerin, işaretlerin doğru yapılması, belli bir sıra ve düzen içinde yapılması gerekir. En fazla iki kelimelik hareketler vardır.

İşaret Dili Eğitimi

Hareketlerin yapılması ve belli bir düzene sokulması zor değildir. Yapılan işaretlerle anlatılmak istenen kelimeyi sade ve kısa haliyle karşı tarafa aktarılmaya çalışılır. Türkiye ve dünyada bir dilin yaygınlaşması için çeşitli eğitimlerin verilmesi gerekli. Birçok kuruluş gibi İstanbul İşletme Enstitüsünün de hizmete sunduğu online derslerin arasında İşaret Dili Eğitimi de var. Online eğitimler iç disiplininiz olduğu sürece yoğun çalışma programınız da olsa zaman ayırabileceğiniz bir sistem.

İşitme ve konuşma engelliler dudak okuyabilirler. Bu da onların sorunlarına tam çözüm degildir. Ayrıca bunun içinde karşıdaki kişiye çok fazla odaklanmaları gerekir haliyle bu da onlara ek bir çaba demektir. Bu durumda bizim yapmamız gereken onlara daha anlayışla ve sabırla yaklaşmaktır. Demek istediğim bu gösterilen çabanın tek taraflı olmaması. Gelin hep birlikte bunu paylaşalım bu dil sadece onlara ait olmasın. Engelsiz bir yaşam için bu dili öğrenelim. Sadece beş dakika kendimizi onların yerine koyalım, bu kişiler bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar hem de çok önemli şeyler. Onların sessiz ama etkili seslerine kulak verelim.

Ülkemizdeki İşitme ve Konuşma Engelli Sayısı

En son 2002 yılında Başbakanlık Özürlüler İdaresi'nin araştırmasına göre 8.5 milyon engellinin % 22 sini işitme ve konuşma engelliler temsil etmektedir. Bu da 2,2 milyon işitme ve konuşma engelli var demektir. Dünya’daki orana baktığımızda ise Dünya Sağlık Örgütü'nün hazırladığı raporda 360 milyondan fazla insan duyamıyor, bunun 32 milyonu ise çocuk. Ne kadar fazla değil mı sayıları. Bunu öğrendikten sonra neden yerimde durayım ki dedim hayatlara dokunmak istiyorsam buradan başlamalıyım diye düşündüm. Bu kadar milyonlarca insan anlaşılmayı ve fark edilmeyi bekliyor.

O zaman neden onların sessiz dünyalarının sesi olmayalım ki. Harekete geçmek için yapmamız gereken tek şey empati. Bunu en güzel şekilde yapanlardan birisi de bana göre o bir kahraman, Alexander Graham Bell. İşitme engelli eşi ve annesinin dünyasına girerek onların sesine ortak olmak için çeşitli araştırmalar yaparken bunun sonucunda telefonu bulmuştur. İşte bizde Graham kalıcı bir işaret bırakabiliriz. Bu durumda işaret dili bilenlerin sayısını daha fazla artırmalıyız. Düşünsene kafelerde, mağazalarda, kurumlarda çalışan herkesin bu dili bildiğini. Bu durumda sadece işitme ve konuşma engelli bireylerin değil kendi yaşamınıza da dokunmuş olacaksınız. Sen de onların ve kendi hayatına anlam ve değer katabilirsin bizimle.

Yazar: Rukiye Dönet