İnsan Sesinin Enstrüman Hali: Ney

Sahi nedir ney? Birisi karşımıza geçip şöyle soru sorsa herhalde biz de aynı şekilde karşılık veririz. “Pardon! Ney, nedir?” Tamam. Sorduğum soruyu kendim yanıtlayarak baştan giriş yapayım o zaman. Ney, kamıştan yapılan çok eski çağlardan beri Türk ve Tasavvuf Musikisinde kullanılan nefesli bir sazdır.

Ney Nasıl Ortaya Çıktı?

Asırlardır Türk ve Tasavvuf Musikisinde kullanılmakta olan ney’in ortaya çıkışının hikâyesi şu şekilde hikâye edilmektedir: Bir gün Hz. Muhammed; damadı Hz. Ali’ye ilahi aşka dair sırlar verir ve bunu kimse ile paylaşmamasını söyler. Ancak her geçen gün de bu sırrı yüreğinde saklamakta zorlanır. Bir yanda kimse ile paylaşmayacağına dair verdiği söz vardır. Diğer yanda ise ruhunda oluşan ağırlığın mevcudiyetidir. Zamanla bu yükü taşıyamaz olur.

Medine dışında bir yere giden Hz. Ali yolu suyu çekilmiş bir kuyunun başına vardığında her şeyi içine fısıldar. Ve oradan ruhu hafiflemiş olarak ayrılır. Ardından, anlatılan sırrın güzellikleriyle dolan kuyu coşup sel olur taşar. Suların bereketi ile kuyuda uzunca bir kamış boy verir. Bir gün kuyu civarında geçmekte olan çoban, kamışı sazlığından koparıp alır ve ucunu keserek üflemeye başlar. Nefesi değdiği andan itibaren kamıştan inlemeye benzer feryat sesleri yükselir. Her işiteni sesine hayran bırakarak toplumda yayılır.

Ney’in Yapısı

Ney, insan sesine en yakın enstrümandır. Sahip olduğu yapısıyla bi’nevi insanoğlunun özetidir. Tasavvuf anlayışına göre; dokuz boğumu, insanın dokuz ayda dünyaya gelme sürecini, yedi perdesi de insan nefsinin yedi mertebesini temsil eder. Üst kısmına takılan koni şeklinde; fildişi, manda boynuzu gibi malzemelerden elde edilen başpare ise nikâhlı eşe benzetilir. Çünkü başpare ile üflenen neyden daha kuvvetli ve temiz bir ses çıkar, tıpkı insanların aşk, sevgi ve sadakatle sağlam bir uyumu oluşturması gibi…

Ney, öz itibarı ile tabiatın bir parçası olduğundan her bitki örtüsü gibi onun da iyileştirme ve tedavi etme özelliği vardır. Osmanlı Devleti zamanında Bimarhanelerde (tımarhane) günün belli vakitlerinde Türk Musikisi Makamlarına göre üflenip, hastalara şifa mahiyetinde olması açısından dinletilerek iyileşme gösterdiği gözlenirdi. Günümüzde bazı Psikolog ve Diş Hekimleri, terapi muayene sırasında hastalarını rahatlatmak için ney taksimleri ile enstrümantal tınıları kullandığını ifade ederler.

Ney’i Kimler İcra Eder?

Ney sazını icra eden kişilere neyzen denir. Ney’in verdiği mistik ve uhrevi hava nasıl ki onu dinleyeni etkiliyorsa aynı şekilde nefesini vereni de cezbeder. Aynı; sema eden bir semazenin tennuresiyle bütün olması misali sazıyla bütünleşip karakteriyle özdeşleşir. Ve tütercesine etrafa yayılır.

Her enstrümanın zorluğu gibi ney de kendi içerisinde meşakkate sahiptir. Bir doktorun daha iyi olma çabasında ömrünü harcadığı öğrenim süreci gibi, neyzenlerin de tükenmeyen ‘ton’ arama serüveni vardır. Hepsi hayalinde ki o tok sese sahip olma arzusuyla yıllarını arayışla geçirerek Neyzenlikte mertebe atlarlar. Neyzen, Neyzenbaşı, Kutb-ı Nâyî gibi. Toplumumuz sanat ve sanatçı açısından oldukça geniş bir yelpaze ve eşsiz zenginliğe sahiptir. Her birini sayacak olsak elbette ki bir yazı başlığı altına sığdıramayız ancak en çok tanınanlarını yâd etmeden geçmeyelim. Sultan III. Selim Han, Sultan II. Mahmud Han, Sultan Abdülaziz Han, Kutb-ı Nâyî Hamza Dede, Neyzen Tevfik Kolaylı ve Türk Filmlerine konuk olan Aka Gündüz Kutbay unutulmayan neyzenlerimizdir.

Müzik evrenseldir. Çeşidi, enstrümanı ve onu hayata döken icracısı ne ya da kim olursa olsun bir şekilde insanın yüreğine dokunmada aracı olduğu için zaten kutsaldır. Mühim olanı doğru zamanda en iyi frekansta elde edilmiş akordu bulup etkili armoniyi yakalayabilmek. Zira gönüllere girmek ortak paydayı bulmaktan geçer. Müzikle ve mutlu kalın.

Yazar: Esra Uzun