İş Arama ve İşsizlik

Hayata başladığımız günden bugüne kadar hangi evrelerden geçtik? İlkokul, lise, üniversite, sınavlar, aile, çevre ve okul. Kendi kişiliğimizi oluşturmaya başladık öncelik olarak. Aileden öğrendiklerimiz bize bir kalıp oldu.

Hayata başladığımız günden bugüne kadar hangi evrelerden geçtik? İlkokul, lise, üniversite, sınavlar, aile, çevre ve okul. Kendi kişiliğimizi oluşturmaya başladık öncelik olarak. Aileden öğrendiklerimiz bize bir kalıp oldu. O kalıbı okuldaki arkadaş ilişkilerimiz, öğretmenlerimiz, akraba ve komşularımızın tutumları doldurmaya başladı. O kalıba koymak istediklerimizi elemeye başladık ergenlik döneminde. Ergenlik dönemi biterken okuduklarımız, arkadaşlarımız, gezdiklerimiz, ailenin tutumu ile kalıbın şekli ve içindekiler iyice bir gözden geçirildi.

Hayallerini Yakalamaya Çalışanlar

Bu süreç içinde sürekli bir üniversite baskısı içerisinde olan çocuklar hayatlarının sınavına gireceklerini kendilerine kodladılar. Böyle bir ruh hali içerisinde genelde üniversiteye gireyim ya hangi bölüm olursa olsun ya da ailem bu bölümü istiyor, bak bu meslek geleceğin mesleği oku bunu diyen kendine hayrı dokunamamış kişilerin bilmiş tavsiyeleri gibi çeşitli faktörler çerçevesinde bir bölüm seçiliyor.

Gerçekten hangi bölüme yeteneği var bir araştırma yapan sistem var mı hayır, mesleki liselere gidip o alanda yetişmesi ona daha büyük başarılar getirecek bir çocuğun bambaşka bir bölüm okuyup işsizler ordusuna katılması ne acıdır.

Yaşama Arzusu

Yurt dışında çiftçilikle geçinen ailelerin tarım ve hayvancılığın gelişmesinde öneminin farkında olduğu için ülkeler yaşam koşulları ile birlikte bilgi düzeylerini o seviyede artırmaktadır. Bizde çiftçi olmak yerine şehre yerleşme ve hayatı daha kolay yaşama arzusu vardır. 'Köylü milletin Efendisidir' diyen Atatürk bizim gibi ülkelerin gelişim kaynağının tarım ve hayvancılık olduğunu bildiği için böyle bir cümle kullanmıştır. Köy enstitüleri gibi halkımızı her anlamda geliştiren bir programın kaldırılması kendimize attığımız en büyük çelmedir.

Meslek seçerken takıldığımız, tarttığımız noktaları değerlendiriyorduk en son. Bizler 18 yaşına gelmiş bir gence meslek değil çoğu zaman okuyacağı bir bölüm ya da bir okul seçiyoruz ya da kendisi seçiyor. Hatta çoğu zaman şehir dışında okuyabilmek için bir bölüm olsun yeter ki diyenler bile olabiliyor.

Okumuş İşsizler

Bilgisayar mühendisi, doktor, avukat, su ürünleri, turizm, çevre mühendisi o dönem hangi meslek popülerse veya popüler hale getirilmişse o mesleğin tercih edilmesinde bir artış oluyor. Sonuçta okumuş işsizler çıkıyor. Peki neden? Arz ve talep aynı değil. Ben kendi istediğim bir bölümü okudum biyoloji bölümünü. Severek ve isteyerek okuduğum bir bölümün ülkemizde değerinin olmayışından sevdiğim bir iş aramaya başladım. Tanıtım ve satış işini sevdiğimi anladım ve satış üzerine müdür yardımcılığında istifa ettim. İngilizce eğitimime ağırlık vermem gerektiğini anladım. Bunun haricinde kişisel gelişimime katkı için çeşitli online eğitimler dahilinde kişisel gelişim eğitimleri almaya çalışıyorum.

İşsizlik

Türkiye İş Kurumu'nun açıkladığı kayıtlı işsiz sayısı nisan ayında 4 milyon 38 bin 175 kişiydi. Nisan ayında o sayıya artı biri bende sağlamış oldum. İş gücüne katılım oranı geçen yıl erkeklerde %72,7 iken kadınlarda ise yüzde 34,2. Üniversiteli işsiz sayısı artarken, üniversiteli kadın işsiz sayısı daha fazla artmakta. Herkesin kendisine göre hayatını idame ettirebilmek için belirli bir beklentisi var. Hepimizin beklentileri giderek yükseldiği şu zamanda iş bulması bir o kadar zor oluyor. Belirli bir sisteme oturmamış düzen içerisinde herkes kendisi için deneye yanıla bir yol bulmaya çalışıyor.

Çok para kazanacağımız iş bulmaya çalışıp, mutlu olmak ve huzurlu bir şekilde yaşamak istiyoruz. Önce gerçekten neyi istediğimizi bilmek gerekli diye düşünüyorum. Çok para kazanıp sevmediğin bir işte mutlu olabilir misin veya sevmediğin bir işten çok para nasıl kazanabilirsin. Bunun için kendimize sormaya en korktuğumuz şeyden başlamak gerekiyor hayalim neydi?

Yazar: Tuğçe Yıldırım