İş Güvenliği Ve İşçi Sağlığı

İş güvenliği çalışmalarının hikayesi Avrupa ülkelerinde uzun yıllara dayanıyor. Özellikle bu çalışmalar Avrupa’da 19. yüzyıl sonlarında hız kazandı. Avrupa bu yıllarda iş güvenliği konusundaki yasal düzenlemelere gitti.

İş güvenliği bir işin yapılması esnasında, ortaya çıkabilecek sağlık problemlerini ortadan kaldırmak amacıyla yapılan faaliyetlere deniyor. İş güvenliği çalışmalarının hikayesi Avrupa ülkelerinde uzun yıllara dayanıyor.  Özellikle bu çalışmalar Avrupa’da 19. yüzyıl sonlarında hız kazandı.  Avrupa bu yıllarda iş güvenliği konusundaki yasal düzenlemelere gitti.

Her ne kadar iş güvenliği ve işçi sağlığı ile ilgili çalışmalar MÖ 2000’li yıllarda Hamburabi’ye kadar tarihlendirilebilse de İş güvenliği ve işçi sağlığı ile ilgili çalışmaları ile Bernardino Ramazzini kurucu olarak kabul ediliyor. Ramazzini 1713 yılında yazdığı “De Morbis Artificum Diatriba” isimli kitabıyla bu tanımlamayı hak ediyor.

Avrupa’da Çocuk İşçiler

18. yüzyılın ortalarında İngiltere’nin sanayi devrimini gerçekleştirmesi ile ortaya çıkan üretim çılgınlığı gene bu tarihlerde emeğin hoyratça sömürülmesi gerçeğini de ortaya çıkardı. Sanayi üretiminin süregelmesi için ihtiyaç olan iş gücü, kadınlar ve 9 yaşından küçük çocuklarla karşılandı. Bu yolda birçok kadın ve çocuk, kömür madenlerinde ve ağır sanayi fabrikalarında çalışmaya zorlandı iş güvenliği yok sayıldı.  Bu yıllarda İngiltere parlamentosunda görevli olan Anthony Ashley Cooper’ın çocuk ve kadın işçileri korumaya yönelik çalışmaları parlamentonun bazı kararlar almasında etkili olmuştur. Bu kararlar neticesinde aşağıdaki kanunlar çıkarılmıştır:

  • 1788 Tarihli Baca Temizleyicileri Kanunu
  • 1802 Fabrikalar Kanunu: Her ne kadar bu kanunla çocuk işçilerin çalışma süreleri günlük 12 saat ve haftalık 58 saat ile sınırlandırılsa da uygulanmamıştır.
  • 1833 Fabrikalar Kanunu: 9 yaşından küçüklerin çalıştırılması, 18 yaşından küçüklerin gece ve 18 saatten fazla çalıştırılması yasaklanmıştır.
  • 1842’de 10 yaşından küçük çocukların ve kadınların madenlerde çalıştırılması yasaklanmıştır.
  • 1844 yılında fabrikalarda hekim bulundurulması zorunlu kılınmıştır.
  • 1847 yılında yürürlüğe giren On Saat Yasası ile çalışma saatleri azaltılmış ve bu yasalara uyulup uyulmadığını tespit için müfettişler tahsis edilmiştir.

Uluslararası Ölçekte İş Güvenliği Çalışmaları

Uluslararası ölçekli olarak iş güvenliği ve işçi sağlığı, bilimsel veri ve çalışmalara dayandırılarak, BM bünyesinde Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) örgütü kurulmuştur. Bu örgüt 1944 yılında bağımsız bir kuruluş olarak teşkilatlanmıştır.

Türkiye’de İşçi Sağlığı Ve İş Güvenliği

Avrupa’nın hızlı bir şekilde sanayileşmesi sonucu olarak ortaya çıkan iş güvenliği kültürü, Osmanlının sanayileşmemesi üzerine Türk topraklarında çok geç olarak yansımıştır. Osmanlı döneminde ağır sanayinin bulunmaması ve usta çırak ilişkisi neticesinde, iş kazalarının az olacağı kanaatini yerleştirmiştir. Osmanlı döneminde iş güvenliği alanındaki düzenlemelere kısaca değinelim:

  • Dilaver Paşa Nizamnamesi: Ereğli Kömür Madeninde uygulanmak üzere hazırlanmış ve günlük çalışma saatini 10 saat olarak kısıtlamıştır.  Ayrıca işçilerin maaş, kalacak yer gibi özlük haklarını düzenlemiştir.
  • Maadin Nizamnamesi (1869): Bu Nizamname ile iş güvenliği esaslarına daha fazla yer verilmiş ve Dilaver Paşa Nizamnamesinin eksiklikleri giderilmeye çalışılmıştır.
  • Mecelle (1876): İlk Medeni Kanun sayılan Mecelle hükümleri içerisinde işçinin bedeni olarak zarara uğraması durumunda işverene tazmin yükümlüğü getirilmiştir.
  • Ereğli Havza-i Fahmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanun (1921):Bu kanunla 18 yaşından küçüklerin madenlerde çalışması ve çalışma saatinin 8 saatten fazla olması yasaklanmıştır. Ancak İşçinin rızası ile bu sürenin arttırılabileceği, fazla çalışma karşılığının da ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
  • Umumi Hıfzıssıhha Kanunu (1930): Bu kanunla kadın ve çocukların korunması sağlanmış, büyük iş yerlerinde hekim bulundurulması karara bağlanmıştır.

Günümüzde İş Güvenliği Çalışmaları

Ülkemizde güncel olarak Avrupa Birliği uyum Süreci neticesinde 2003 yılında 4857 sayılı İş Kanunu Meclis tarafından kabul edilmiş, bu kanuna destek amacıyla da birçok yönetmelik yayınlanmıştır. 2012 yılında kurumlarda iş sağlığı ve güvenliği konusunda ciddi bir yaklaşım sergileyen hükümet, 6331 sayılı kanunu kabul ederek İşçi Sağlığı ve İş güvenliği alanında etkinliğini arttırmıştır.

Bana Bir Şey Olmaz

İş güvenliği konusunda kanunlar kadar önemli bir etken de kendimiz. İş hayatındaki risk ve kazalardan kanunlar bizi tek başına koruyamaz. En önemli görev kendimize de düşüyor. Çalışma hayatında çalışanların sağlık ve vücut bütünlüğünü korumak için uyarı levhalarına uymak ve kişisel koruyucu donanımları kullanmak çalışanların birinci öncelikli görevidir.

Bana bir şey olmaz diyerek koruyucusunu çıkardığımız bir torna tezgahı ya da elektrikli spiral makinesinin bizi sevdiklerimizden ayırabileceğini düşünmeli, sevdiklerimize sağlıklı bir şekilde kavuşmanın, uyarıcı levhalara dikkate almaktan ve profesyonellerinin talimatlarına uymaktan geçtiğini unutmamalıyız.

Yazar: Mehrali Eroğlu