İş Hayatında Kriz Dönemi
Kriz, beklenilmeyen ve önceden sezilmeyen, acele cevap verilmesi gereken, örgütün önleme ve uyum mekanizmalarını yetersiz hale getirerek, mevcut değerlerini, amaçlarını ve varsayımlarını tehdit eden gerilim durumudur.
Kriz hakkında pek çok tanım yapılmıştır. Örgüt krizleri insanlardan, örgüt yapısından, ekonomik koşullardan veya kullanılmakta olan teknolojiden kaynaklanan, insan hayatına, doğal ve sosyal yaşama büyük zararlar veren felaketlerdir. Krizler aynı zamanda örgütlerin finansal yapısı ve ünü üzerinde de olumsuz etki yaratabilmektedir. Bu nedenle krizlerin tanınması, özelliklerinin doğru tespit edilmesi ve meydana çıkabilecek etkilerin belirlenmesi muhtemel bir krize karşı örgütün zamanında harekete geçmesini sağlayabilir.
Farklı Kriz Tanımları
Tanım: Kriz üzerine bugüne kadar yapılan araştırmalarda kriz kavramına yönelik pek çok tanıma rastlamak mümkündür. Bu tanımlardan bazıları aşağıdaki gibidir:
Eberhard, krizi örgütün temel amaçlarını tehdit eden, örgüt bütünlüğünü tehlikeye sokan, kaynağının belirsizliği ve kısıtlı karar alma süresi nedeniyle örgüt üyeleri arasında gerilim ve şaşkınlık yaratan bir durum olarak tanımlamaktadır.
Brewton’e göre, karşılaşılan bir durum, faaliyetlerde ciddi aksama, devletin kurumsal alanda gerçekleştirdiği düzenlemelerde artma, örgüt hakkında kamuoyunda olumsuz algılama, finansal açıdan zorlanma, yönetim zamanını verimsiz kullanma, iş görenin moralinde ve desteğinde zayıflamaya yol açıyorsa kriz olarak nitelendirilebilir.
İşletme yöneticilerinden krizi tanımlamaları istenildiğinde ise yöneticiler tanımlarını beş boyutta toplamışlardır. Buna göre; çok önemli, hemen ilgi isteyen, sürpriz, bir şeyler yapılması gereken ve örgütün kontrolü dışında oluşan, örgüt varlığını ve ürününü tehdit eden her an ya da her olay kriz olarak tanımlanmıştır.
Kriz üzerine şimdiye kadar yapılan çalışmalardaki pek çok tanımı içinde barındıracak bir kriz tanımı; en geniş anlamı ile şu şekilde yapılabilir: “Kriz, beklenilmeyen ve önceden sezilmeyen, acele cevap verilmesi gereken, örgütün önleme ve uyum mekanizmalarını yetersiz hale getirerek, mevcut değerlerini, amaçlarını ve varsayımlarını tehdit eden gerilim durumudur.”
Kriz Türleri
Krizin türü ne olursa olsun yöneticilerin krizi yönetmek ve kriz planı hazırlamak için, krizlerin türlerini iyi bilmeleri gerekir. Norman Augistine iş dünyasındaki kriz türlerini şöyle sınıflandırmaktadır;
- Ürün krizleri
- Yönetim Kontrolü Dışında Gelişen Krizler
- Kazadan Doğan Krizler
- İşçi-İşveren Uyuşmazlıklarının Neden Olduğu Krizler
- Finansal Zorlukların ve Ekonomik Koşulların Yarattığı Krizler
ABD’deki kriz yönetimi enstitüsü (ICM)ise, krizleri dört kategoriye ayırıyor
- Doğal Afetler (Acts of God)in yol açtığı krizler
- Mekanik problemlerin oluşturduğu krizler
- İnsan hatalarından kaynaklanan krizler
- Yönetimsel kararların/kararsızlıkların yol açtığı krizler
Kararsızlıklar
ICM’nin üzerinde çalıştığı kriz konularının büyük bir kısmı son kategorideki yönetsel kararların/ kararsızlıkların olduğu bölüme dahil. Yönetimler kendilerine bilgi verildiği halde bilgiyi önemsemeyip bir krize neden oluyor. Yukarıdaki sayılanların dışında, bilgisayar sisteminde çökmeler, rakiplerin örgütü ele geçirme çabalarının yol açtığı krizler, çevresel kazalar (kimyasal gaz sıkıntısı, patlama) fabrika ya da örgüt binası çevresinde silahlı saldırı da krize neden olabilir.
Ayrıca beklenmeyen istifalar, müşterilerin protestoları, çalışanların grevi, ani pazar dalgalanmaları, ekonomik sarsıntı, doğal felaketler (sel, deprem, yangın), rakiplerin hazırladıkları kritik reklam kampanyaları, iz kazaları ya da üretimdeki hatalar nedeniyle üretimin aksamasının neden olduğu kriz türleri de bulunmaktadır. Krizin türü ne olursa olsun, örgütün sürekli gelişmesine engel olan birçok faktör vardır. Bu faktörlerin ortadan kaldırılması kriz yönetiminin ön koşuludur. Konu ile ilgili Kriz Yönetimi İçin Bilmeniz Gereken 10 Kural yazısını okuyarak bu konudaki yöntemlerinizi detaylandırabilirsiniz. Kriz anlarını soğukkanlılıkla ve çözüm odaklı karşılamak aynı zamanda önemli fırsatları beraberinde getirir.
Yazar: Kazım Küçük Alkan