İşsizlikle Baş Etme Sanatı
Kesinlikle işsiz gibi bir yaşama geçmek yok: Yani moral bozup hiçbir şey yapmadan oturmak sabahları erken kalkmadan yahu ne için kalkacağım demek gibi.
İş aradığım şu günlerde işsizlik konusu benim de her günümün en önemli konusu haline gelmiş durumda. Üstelik sadece benim değil birçok insanın bu konuyla yakinen içli dışlı olmak zorunda olduğunu görüyorum. Bugünlerde etrafımda da doğaçlama bulunduğum herhangi bir yerde de sıkça duyduğum bir sözcük bu “işsizlik”. İşsizlik gittikçe büyüyor, iş bulamıyorum, işsizler ordusu, bin yere başvuru yaptım geri dönen yok.
İş Arayışı
Ben de yaklaşık 4 aydır iş arayışı içindeyim. İnternette çeşitli platformlardan yani iş bulma sitelerinden, tanıdıklara haber vererek, iş arıyorum bana uygun bir şey duyarsanız haberim olsun şeklinde, arkadaşlarımla sohbetlerimde hep bu iş konusu… Sadece şu kısacık dört ayda fark ettim ki gerçekten de iş bulmak eskiye oranla çok çok zor. İş bulma sitelerinde açılan ilanlara bakıyorum ve hiç alışık olunmadık bir manzara dikkatimi çekiyor: Alınacak kişi sayısı bir bilemedin iki, başvuru sayısına bakıyorum en az bin kişi. E peki ne oluyor? Başvuruyu da yapıyorum ama geri dönen yok. Hatta çoğu başvurumda CV me bakılmadığını, ön yazımın okunmadığını görüyorum. Dahası en sıradan firma bile tek dil yetmemiş iki dil, üç dil soruyor.
Yüksek lisans doktora İyi de sen ne yapacaksın ki bunla diyeceğim geliyor kime diyeceğim ki işsizlik var işte. En kaliteli kişiyi en ucuza çalıştıracaklar kimse de itiraz edemeyecek. Bende dil de var, diploma üstüne diploma, eğitim üstüne eğitim var, beni bile almıyorlarsa diyorum kim bilir kimler işsiz. Gerçi ne bekliyordum ki binlerce kişinin iş aradığı bir yerde bir iki kişilik ilanlara başvurmak durumundayız. Sektörler küçülüyor deniliyor, fabrikalar kapanıyor deniyor. Hizmetler sektörü çok yara almaz ama üretim durdu deniyor. Herkes konuşuyor herkes bir şey söylüyor. İnsan da haliyle kaygıya, endişeye kapılıyor. Çırılçıplak ve güvencesiz hissediyor. Ben de bunları yaşıyorum ama bu işin bu şekilde çözülmeyeceğini kendimi heder etmenin kimseye bir faydası olmayacağını da fark edenlerdenim. Sonuçta ben çalışma kapasitesine sahibim, iş yok! Bu da benim sorunum değil ya.
İş Arama Savaşına Devam
Fakat bütün bunlar iş aramaya devam etmeye engel teşkil etmemeli. Hayat her güzel şey için durmaksızın mücadelelerin yaşandığı bir serüven benim için. Mücadeleden vazgeçmemek gerek. İş bulamasam bile yapacak bir şeyler bulmalıyım. Kendimi var etmenin yollarını arayıp bulmalıyım. Böyle böyle düşünmeye başlayınca anladım ki; insan zaten böyle zamanlarda geçiyor köprüleri, böyle zamanlarda alıyor kararları ve böyle zamanlarda buluyor çıkış yolunu çünkü ihtiyaç doğuyor tüm bunlara. Bu nedenle oturdum ve iş aramakla birlikte neler yapabilirim diye düşündüm. Ulaştığım sonuçlardan birkaçı ise şöyle:
Kesinlikle işsiz gibi bir yaşama geçmek yok: Yani moral bozup hiçbir şey yapmadan oturmak sabahları erken kalkmadan yahu ne için kalkacağım demek gibi.
Kendini suçlamak ve değersiz hissetmek yok. Her zamanki özen ve itinayı devam ettireceksin: Mesela spor mu yapıyordun aynen devam. Kuaföre mi gidiyordun bilmukabele, sosyal aktiviteler, sevdiğin şeylerle vakit geçirmek her ne ise aynen devam. İnsanlarla sürekli durumun olumsuzluğu hakkında konuşmak yok: Tamam bu hayatın bir gerçeği ama hayat tek bir gerçekten oluşmuyor ki. Bu sadece bir tanesi. Diğeri yani daha önemli olan gerçek ise hayatın devam ettiği ve güzel yaşamaya devam etmem gerektiğini sürekli anımsamam.
İşsizlik Sorunu
Değiştiremeyeceğin şeyler üzerine kafa patlatmak yok: Yani ekonomik krizi, işsizliği ben çözemem sonuçta ve bunu sadece ben yaşamıyorum. Toplum olarak bu günleri de atlatacağız ama sağlıklı atlatabilmek için içimizdeki insanın inancıyla yaşamaya devam etmesi gerek.
Hayaller kurmaktan vazgeçmek yok: Bir şeyi gerçekleştirmenin en kesin yollarından biri, o şeyi sürekli hayal ederek yaşamaktır. Bir noktadan sonra o şey sizin için öyle bir gerçeklik haline gelir ki kendini gerçek kılmak zorunda kalır. Hayallerimizden hiçbir zaman ve koşulda vazgeçmemeliyiz.
İnsan olduğumu unutmak yok: En nihayetinde insanız. En basit gerçeğimiz bu. Bu basit gerçekle barışıp yola çıkmam gerek. Kendini tamamlamaya çalışan, ölümlü birer beşeriz. Bunu aklımızdan çıkarmadan insanın da yetemeyeceği şeyleri kabul ederek (bazen en büyük kurtuluş bir kabulleniştir) yolumuza devam etmek gerek. Kendimizden aşırı aşırı beklentiler içine girerek kendimizin kuyusunu kazmaya hiç gerek yok. Umarım benim kendim için keşfettiklerim birilerinin de yaşamını kolaylaştırır. İşsizlik konusu hakkında İstanbul İşletme Enstitüsü blog sayfalarında yer alan İşsizlik Sürecini Nasıl Verimli Kullanabiliriz? ve Aniden İşsiz Kalma İle Nasıl Başa Çıkılır? yazılarını okumak size fayda sağlayabilir.
Yazar: Gülçin Şahin