İşte Biz O Gün Tükeneceğiz
Bizim asıl konumuz olan tükenmişlik sendromu tüm hastalıkların ana kraliçesi olan yoğun stres ile beslenir.
Ülkemizde son yıllarda özellikle ünlüler camiasında adını sıkça duyduğumuz tükenmişlik sendromu modern çağın psikolojik bir rahatsızlığı olarak karşımıza çıktı. İlk olarak Muhteşem Yüzyıl dizisi oyuncularından Meryem Uzerli’nin bu rahatsızlığı geçirmesi ile birlikte Türk halkının dikkatini çekmeyi başardı. Ardından Burak Özçivit’in istediği her şeyi elde edebildiği halde hayattan zevk alamadığını açıklaması da tükenmişlik sendromu olarak adlandırıldı. Peki nedir bu hastalık, kimlerde görülür ve korunmak için nasıl bir önlem alınmalıdır gelin hep birlikte bakalım.
İnsanlar hayatlarının belli dönemlerinde kendilerini sürekli olarak yorgun, halsiz, uykusuz hissedebilir. Hemen hemen her insanda karşılaşılan bu yorgunluk hali, özel yaşamda yaşanan sıkıntılardan olabileceği gibi mevsimsel değişikliklerden de kaynaklanabilir. Burada bahsedilen yorgunluk ve halsizlik kısa sürelidir. Yani özel yaşamdaki sıkıntı sonlandığında ya da mevsim değişikliği etkisi bittiğinde geçecektir. Bu durumu tükenmişlik sendromu ile karıştırmamak gerekir.
Bu Sendrom Stres İle Beslenir
Bizim asıl konumuz olan tükenmişlik sendromu tüm hastalıkların ana kraliçesi olan yoğun stres ile beslenir. En yaygın görülen şikâyetleri ise duygulardaki ani değişkenlik, sürekli yorgunluk hali, eklem ağrıları ve sindirim sistemi bozukluklarıdır. Tabi bunların sonucunda da kendini sürekli olarak halsiz hissetme, kendine güvensizlik, gelecekle ilgili sürekli kaygı duyma, karamsarlık, baş dönmeleri, kalp çarpıntıları gibi durumlar ortaya çıkar.
Kimlerde Görülür
Özellikle iş hayatında yoğun bir şekilde çalışan, çalışmaktan ne kendisine ne de ailesine ve sosyal çevresine zaman ayıramayan insanlarda sıklıkla görülür. İşini severek yapıyor olsa dahi belli bir süre sonra yaptığı işten zevk alamamaya başlar ve motivasyonu oldukça düşer. Hastalığın daha ilerleyen zamanlarında ise işe giderken ayaklar geri geri gitmeye başlar ve performansta ciddi bir şekilde düşüklük meydana gelir.
Bu söylediğim durumlar sana yabancı gelmedi değil mi? Aynı durumlar sende de var. Hadi geçmiş olsun, sen de bir tükenmişlik sendromu yaşıyorsun. Peki bundan sonra ne yapacaksın? Hayatının geri kalanını bu şekilde mi geçireceksin? Tükenmişlik sendromu ile başa çıkmak o kadar zor değil, biraz gayret. Kendini tüketmek istemiyorsan aşağıdaki önerilerime mutlaka göz atmalısın:
Doğa ile Yaşam
Eğer imkânın varsa kesinlikle daha sakin ve doğal ortamlarda vakit geçirmelisin. Yediğin içtiğin her şeyi mümkün olduğunca kendin yapmalı, dışarıdan hazır gıdalar yememeye özen göstermelisin. Kahvaltı öğününü mutlaka yapmalı, hiçbir öğünü atlamamalısın. Orman gibi yeşilliğin fazla olduğu alanlarda, en azından haftada bir defa bol bol yürüyüş yaparak organik oksijeni içine çekmelisin.
Arkadaş Ortamı
Evet işinde çok başarılısın anladık. Kariyer yapmak için yoğun çalışıyorsun bunu da anladık. Peki bu yoğunlukta sağlığını kaybedersen ne olacak? Ben söyleyeyim, yapmak istediğin her şey yarım kalacak. O zaman her şeyi kararında yapmalısın. Yani işine yoğunlaşırken arkadaşlarına, ailene, sevdiklerine mutlaka zaman ayırmalısın. Bunu sakın ama sakın ihmal etme!
Düzenli Uyku
Üniversite sınavına hazırlanırken sabahlara kadar çalıştın, istediğin okulu kazandın, okuldaki sınavlara yine sabahlara kadar çalışıp okulu dereceyle bitirdin. Buraya kadar anlayabilirim ama bundan sonra bari uyu biraz. İş hayatı öyle okul bitirmeye sınav kazanmaya benzemez. Hayatının sonuna kadar devam edecek bir süreç. Bari şimdi biraz uyu.
Uykunu tam olarak alırsan güne daha zinde başlarsın ve kendini çok daha iyi hissedersin unutma! Ayrıca öğrencilik yıllarındaki kadar genç değilsin artık biraz dinlenme vakti. Hadi beni dinle kalk hemen iyi bir psikolog bul kendine, profesyonel bir yardım alarak şu durumdan bir an önce kurtul sonra ise şöyle güzel bir tatile çık, hak ettin sen bunu. Bundan sonrası adına da kendini strese sokacak hiçbir harekette bulunma. Sen çok değerlisin, arkadaşların ve ailen tarafından çok seviliyorsun. Hemen koş, sarıl onlara.
Yazar: Havva Uludağ