Kariyer Neydi? Kariyer Emekti!

Kariyer; bizimle beraber büyüyen, ilmek ilmek üstümüze işlenen eğitimler topluluğu ve bunların sonucunda ulaşacağımız hedefe doğru ilerlediğimiz süreçtir... Doğduğumuz andan itibaren çeşitli eğitimlerden geçiyoruz. Öncelikle “Anne” ve “Baba” dedirtmeye çalışıyorlar bizlere. Sonra emeklemek, yürümek derken motor becerilerimiz gelişiyor. Sonra bakıyoruz ki okullu olmuşuz. Bunların tamamı aslında kariyer hayatımızın birer adımı.

Kariyer Sorusu! Büyüyünce Ne Olacaksın?

Bize sorulan bu soruyu hatırlıyoruz elbette. Ancak o zaman ki cevabımız “İNSAN” olamıyor maalesef. Meslek olarak, Avukat, Doktor, Öğretmen, Astronot, Bilim Adamı, Şarkıcı belki Ressam gibi cevaplar verdik. Soruyorum size kaçınız hayalinizdeki mesleği yapıyorsunuz? Çocukluğunda ki cevaba kim ulaşabildi? Araştırmalara göre çok az insan sevdiği işi yapıyor. (Bunlardan biri benim çok şükür. )Hayallerimiz her zaman gerçek olamıyor evet, ama ofise sıkışıp kalmak bizim artık durmamız gerektiğinin göstergesi değil!

Ofis/Kariyer/Hayat Denklemi

Bizim en büyük hatamız mı desem ne desem bilmedim? Ancak ofis ortamına girince yükselmek isteyenler ve yükselemeyenler var. Ancak hiç yükselmek istemeyen arkadaşlar var.! “Aman ben iyiyim böyle, sabah gelip akşam giderim, ne kadar zam olduğu umurumda değil, yeter ki başım ağrımasın, etliye sütlüye karışmayayım”. Neden? Senin diğer arkadaşlardan ne eksiğin var? Eğitim mi? Sen de tamamlayabilirsin. Dil mi? Sen de öğrenebilirsin? Zaman mı? Ya da Cesaret mi? Burası önemli kusura bakmayın ama sizin cesaretiniz yok! Sonra azıcık çaba gösteren kişi hakkında “O terfi aldı, ben daha eskiyim bu kurumda” diye hiç söylenme durumunuz olmasın.

Torpil diyebilirsiniz ancak o farklı bir konu. Okulunu bitirmiş ya da kurumda emeğiyle bir şekilde yükselmiş, iş hayatında ya da yöneticisinin gözünde bir şekilde farklılık yaratmış kişiden bahsediyorum. Yeri geldiğinde o yöneticisiyle kariyeri hakkında konuşup, şirketteki geleceğini sorgulayıp ve neler yaparsa daha iyi olabileceğini anlamaya çalışırken, sen onun hakkında; “Ay ne yalaka, ben hiç yöneticimle iş dışında konuşmam ne gerek var.” diye dedikodusunu yapmadın mı? Sonrasında o yükselirken, sen boşuna hayıflanmadın mı? Kusura bakmayın ama biraz da kendinize bakıp durum değerlendirmesi yapmanız gerekiyor.

Yöneticiler hangi sıfatla, hangi mezuniyetle oraya gelmiş olurda olsun, sonuç olarak şirketin ya da sektörün beklentilerini bilir. Anlayışlı biri ise de size çok rahat “ KOÇLUK” yapabilir. Şu da var milyonlarca diplomanın olması sizi elbette bir yerlere taşır, ancak işe sadece teorik şekliyle hâkimseniz yine sizin yerinize pratiği olan kişi terfi alacaktır. Teorik ya da pratik her şekilde işe hâkimseniz, aradan uzun yıllar geçmişse ve hala terfi alamıyorsanız bir durup düşünün derim. Ya şirket çok kurumsaldır ve üst pozisyonlar zor boşalıyordur. Ya aile şirketidir üst pozisyonlarda akrabalar vardır.

Torpil de yoksa eğer bunlara rağmen sizden sonra gelen ama sizin kadar donanımlı olmayan ancak kendini çok iyi pazarlamayı bilen ya da gerçekten sizden daha fazla uğraş vermiş ve belki daha başarılı işler gerçekleştirmiş kişiler terfi almışsa sizde bir yerlerde bir eksiklik var demektir. Unutmayın ki kariyer çabadır, kariyer emektir. Hayıflanmak sadece huzurunuzu kaçıracaktır.