Kişisel Gelişim Modernizmin Zehirli Balıdır

Kişisel gelişimi sözlük anlamında incelediğimiz zaman en doğru olarak şu tanımı yapabiliriz; "Kapitalist modern dünya ekonomilerinin geliştiği toplumlarda bireylerin ekonomik, sosyal veya psikolojik sorunlarına kendi başlarına çözüm üretmelerini sağlamaya dönük bir süreçtir." Peki bu kişisel gelişim kavramı nasıl ortaya çıktı? Sanayi devrimiyle birlikte ortaya çıkan daha iyi olma daha fazlasını yapma isteği kişisel gelişimin tohumlarını atmıştır.“İnsanlar önce para kazanmak için sağlıklarını, sonra da sağlıklarını kazanmak için paralarını verirler." GOETHE

Kişisel Gelişim Nedir?

Batılı toplumları değişmeye zorlayan üç büyük devrim; ekonomik, siyasal ve idolojik devrimler toplumun yapısını başlı başına değiştirmiş ve yeni bir biçim kazandırmıştır. Özünde bu biçim daha iyi hayat şartları demek gibi görünse de toplumsal derinliğe inildiğinde insanları modern hayatın kölesi durumuna getiriyor. Max Weber’in "Çelik Kafes Tuzağı" benzetmesi düşüncemi de desteklemektedir.

Weber’in çelik kafes tuzağı benzetmesi nedir? Toplum için, sanayileşme modernizmin göstergesi gibi görünse de aslında bir süre sonra ekonomik güçlerin, düzenin iç mantığının ve kapitalist ruhun esiri olmasıdır. Böylece gelişmiş sanayi demokrasilerinin güç dağılımı biz insanlar üzerinde hayat bulmaya başlıyor. Acımasız özel kar arayışı insanları modernizimin kölesi haline getirdikten sonra kendilerini eksik, yetersiz ve boşlukta hissettirerek kısır bir döngünün içerisine alıyor. Böylece toplumsal devrimlerin halkın üzerinde ki psikolojik baskıları artıyor. İnsanların yeni arayışları da bu kırılma noktasında başlıyor.

Kişisel gelişim, modernizm, zehir, gelişim, ok, duvar

Asıl garip olan nokta ise bu arayışların karşılığında yine maddi bir sorumluluğun altına girmemiz. Hatta durumu daha da abartarak yaptığımız her şeyi bir uzmanına danışarak yapmak, fark ettirmeden bizleri sorgulamayan, kendini tanıyamayan nesiller olmamıza kapı açıyor. Beyni özgür bırakmak olarak tanımlanan kişisel gelişim, popüler kültürün bir dayatması daha doğrusu istenilen kalıba sokulması anlamına geliyor benim için. Kişisel gelişimin kapitalist toplumlarda daha fazla ivme kazanmış olması yukarıda bahsetmiş olduğum kalıba sokma tanımının çokta yersiz olduğunu düşündürtmüyor bana.

Aslına bakarsak her canlı içerisinde saf bir sevgi ile dünyaya gelir ve hayata başlar. Fakat yaşam denilen bu evrede toplumların, sistemlerin ve kuralların kısır döngüsü içerisinde içimizde ki sevgiyi ve yetenekleri unutturulup tekrar hayatımızın belli bir evresinden sonra unutturulan bu kavramları, kişisel gelişim adı altında geri kazanma süreci olduğunu düşünüyorum.

Kişisel gelişim olgusuna büyük pencereden bakarsak yukarı da bahsetmiş olduğum düşüncelere sahibim. Küçük pencereden bakmak gerekirse: Hepimiz için kaçınılmaz bir son olan kişisel gelişim, insanları hatta canlı veya cansız tüm varlıkları etkisi altına almaktadır. Günümüzde beden ve zihin terbiyesi popüler olup ön planda tutuluyor. Yani arınma olarak tanımladığımız bu kavramlar günlük yaşamımızı yönlendirmektedir. Çağımızın en büyük hastalıklarından olduğunu düşündüğüm YETERSİZLİK ve KİMLİK BULMA duygusu burada başlıyor.

Tüketim toplumlarının en büyük vebası tüketmek kavramlarıdır. Bu para, eşya, zaman, nefes, ömür olabilir. En basit örnekle şöyle açıklayabilirim: Yıllarca iyi bir üniversiteye gitmek için sınavlardan yüksek puanlar almaya çalışır ve birbirimizle yarışırız. Üniversiteye gireriz. Okulun ilk yıllarında kendimizi tanıma dönemi olan bir bocalama süreci yaşarız. Toplumsal olarak daha önce bu süreci yaşamamıza izin verilmez çünkü önemli olan kendimizi tanımak değil, iyi bir üniversitede iyi bir bölüm okumaktır.

Okulun son yıllarına gelindiğinde de farkında olmadan öğrenilmiş çaresizlik sürecinin içinde buluruz kendimizi. Tabi bu dönemde duyma, anlama, görme yetilerimiz (özümüz) en alt düzeye inmeye başlamıştır. Gelecek kaygısı oluşmaya başlar ve daha iyi olma savaşında en ön safhalarda yer almaya başlarız. Sonrası iş hayatı, beyaz yakalı veya memuriyetlik gibi değer gören meslekler derken yaşımız 35 geldiğinde bir doyumsuzluk hastalığının içerisinde buluruz kendimizi.

kişisel gelişim, insan, başarı, yükselme

Ve hemen kişisel gelişim tedavisine başlarız. İlk olarak kitapçılarda satılan en çok satanlar bölümünden topladığımız NLP kitaplarıdır. (Kişlisel Gelişim Kitapları). Mutluluğun 10 sırrı, Zengin Olmanın Yolları, Nasıl Zihninizi Boşaltabilirsin…. Buraya tamamen ticari duygularla yazılan bir çok kitap sıralayabilirim.

Ben bu durumu ticaretleştirilmiş mutluluk olarak tanımlıyorum. Mutluluğun 10 sırrını yazan kişi dünyanın en mutlu insanı veya zengin olmanın yollarını yazan kişi dünyanın en zenginlerinden biri olduğunu düşünmüyorum. Bazı zeki insanlar dünya üzerinde ki bu modern hastalığı fark edip bu kitaplar veya yayınlar üzerinden kazanç sağlamaları olarak görüyorum. Mutluluğumuzu, huzurumuzu, kendimizi, gelişimimizi haklı olarak buralarda aramaya başlıyoruz. Bu konu da kendimizi iyileştirmezsek çoğu zaman çeşitli sağlık problemleriyle karşılaşabiliyoruz maalesef. Bu nedenle fazla önyargılı bakamıyorum duruma. Çünkü asıl önemli olan bu süreç başlamadan önlemi alabilmek, eğer bu kısır döngünün içerisine girdiysek tedavimiz için pek fazla tercihimiz olmuyor.

Kişisel gelişim kendi potansiyelimizi keşfederek bilgi ve becerilerimizi daha iyiye taşıma sürecidir. Yani modern hayatın önce virüsü yayarak hasta olmamızı sağlaması daha sonrasında sen hasta olmaya başladın baskısı yaparak tedavimiz için önümüze çeşitli ilaçlar sunması olarak yorumluyorum. Özetle insanın kendisini tanıması bile kendi elinde değil artık.

Kişisel Gelişim Nedir?

Kişisel gelişimi sözlük anlamında incelediğimiz zaman en doğru olarak şu tanımı yapabiliriz; "Kapitalist modern dünya ekonomilerinin geliştiği toplumlarda bireylerin ekonomik, sosyal veya psikolojik sorunlarına kendi başlarına çözüm üretmelerini sağlamaya dönük bir süreçtir."

Kişisel Gelişim Popüler Kültürün Dayatması Mıdır?

Beyni özgür bırakmak olarak tanımlanan kişisel gelişim, popüler kültürün bir dayatması daha doğrusu istenilen kalıba sokulması anlamına geliyor benim için. Kişisel gelişimin kapitalist toplumlarda daha fazla ivme kazanmış olması yukarıda bahsetmiş olduğum kalıba sokma tanımının çokta yersiz olduğunu düşündürtmüyor bana.

Kişisel Gelişim Nasıl Yorumlanabilir?

Kişisel gelişim kendi potansiyelimizi keşfederek bilgi ve becerilerimizi daha iyiye taşıma sürecidir. Yani modern hayatın önce virüsü yayarak hasta olmamızı sağlaması daha sonrasında sen hasta olmaya başladın baskısı yaparak tedavimiz için önümüze çeşitli ilaçlar sunması olarak yorumluyorum.

Yazar: Yasemin Kandaz