Kitap İnsanın Ruhunu Yeşertir

Kitap en iyi arkadaştır bize. İçerisinde başkalarının hayatlarına tanıklık ettiğimiz,onları birebir hissederek,yaşayarak, sevgiyle kabullendiğimiz dostlarımızdır.Yeni bilgiler edinip ruhumuzu iyileştiren değerli varlıklardır. Onlar sayesinde stresten uzaklaşır,yeni hayallere kaptırırız kendimizi. Hayal gücümüz geliştiği gibi beynimiz de gelişir. Bunun yanı sıra kelime dağarcığımız her geçen gün artar ve kendimizi ifade etmemiz de kolaylaşır. Akıcı ve düzgün bir dil kullanan insanların kitaplarla aralarının çok iyi olduğu gerçeğini kimse inkar edemez.

Her Tür Kitap Okumak Gerek

Her insana hitap eden bir kitap mutlaka vardır. Tarih,bilim,edebiyat,kişisel gelişim vs. Okuduğumuz her kitap bize bir şeyler katar. Bu yüzden her kategoriyi denemek gerek diye düşünüyorum. Çünkü tek bir kategoriye ağırlık verildiğinde,diğer bilgilerden yoksun kalınabileceği kanısındayım. Kitapları odayı süsleyen bir eşya olarak görenlerden değil her bir kelimesini özümseyerek, hissederek, bilinçle okuyanlardan olmaktır asıl önemli olan. Günümüzde çoğu kez tanık olduğum bir konuya değinmek istiyorum.

-Biliyor musun, şu şu yazarın şu kitabını aldım.

-Güzel..Peki,okudun mu?

-Hayır.

-Neden?

-Daha ona gelene kadar..

Bu gibi konuşmalara sizler de tanık olmuşsunuzdur. Amaç kitap biriktirmek değil bilgi biriktirmek olmalıdır.Yeni nesilde bir şey keşfettim.Yanında kıyafetine uygun kitap taşımak.Ya da,kitap kapağının gösterişli olmasının kendisini havalı gösterdiğini düşünmek.Şaşkınlıkla bunu gözlemliyorum ve çok üzülüyorum. Kendimi düşünüyorum da, ödünç aldığım her kitabı elime geçen her gazete parçasını, takvim yaprağını, dergileri kısacası elime ne geçerse okurdum. Kitaplar benim için kıymetli idi. Bir kitap almak mutluluk kaynağımdı.

Teknoloji Ve Kitap

Önceden ödevler ansiklopedilerden araştırılarak yapılırdı. Şimdi internetten bilgilere ulaşabiliyor, okumak istediğimiz kitapların pdf sini indirip okuyabiliyoruz. Böyle bir olanağın değeri bilinmelidir. Bir de, kitaplara harcanan paraların gereksiz olduğunu düşünen bir zihniyet var. Fakat buna karşın, tek giderinin kitap almak olduğunu söyleyen güzel yürekli, bilgi donanımlı insanlar da var.

Ülkemizde maalesef kitap okuma oranı çok düşük. Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) tarafından yapılan araştırmaya göre en fazla kitap okuyan ülkelerin başında %21 oranla Fransa ve İngiltere, %14 oranla Japonya gelmektedir.Türkiye ise %0,1 ile 86.sırada.Bu sonuç ne kadar içler acısı! İller bazında ise Ankara ilk sırada iken, Urfa son sırada. Kategori bazında yapılan araştırmada da okurların %45 'i aşk, %43'ü din, %12'si ise siyaset ,masal,fıkra ve kişisel gelişim kitapları okumaktadır.

Okuma Alışkanlığı

Kitap okuma alışkanlığı daha bebekken insan ruhuna yerleştirilebilir.Nasıl mı?Şöyle ki bebeklik ve çocukluk döneminde masallarla büyütülen çocukların kitaplara sevgi ile baktığını, onların ilgisini çektiğini çoğu kez gözlemlemişsinizdir.Çocuklarımız ya da küçüklerimiz büyükleri model alırlar hayatlarında.Anne-babaların; ‘’Benim çocuğum neden kitap okumayı sevmiyor, neden bu kadar teknolojiye bağımlı?’’ sorularıyla günümüzde sık sık karşılaşıyoruz. Bunun böyle olmasının tek sorumlusu biziz.

Bunu böyle kabullenmediğimiz sürece çocuklarımızı teknoloji bağımlılığından kurtarmamız mümkün değildir.Bir anne ve babanın ellerindeki telefonla saatlerce vakit geçirirken çocuklarına "Hadi sen git kitabını oku,ödevini yap" demesi ne kadar etkili olabilir ki? Ya da televizyon ekranından gözünü ayırmayan, sürekli kanal değiştiren bir ebeveyni göz önüne alalım. Aynı şekilde çocuğuna kızması, söylenmesi ne derece etkili olabilir? Bu yüzden, iyi örnek teşkil edip okuma saatleri yapabilir ve çocuklarımızı okumaya teşvik edebiliriz. Okuma saatini daha eğlenceli kılmak için onu sevdiği yiyeceklerle ödüllendirebiliriz.

Bu süreci olumlu değerlendirdiğini görmek ise anne-baba’ya mutluluk verir. Bu şekilde, her aile çocuklarına okuma alışkanlığı kazandırırsa, ülke olarak okuma oranımız yükselirken diğer taraftan ruhumuz da hayat bulur. Okuyan insan başarılı ve bilgili, hayatta söz sahibi olur. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak yerine, bilgi donanımıyla fikrini beyan etmek arasında dağlar kadar fark vardır. Çünkü toplum bilinçli insanlara daha çok değer verir.

Yazar: Derya Erzurumlu