Kriz Yönetimi Bir Süreç Midir?

İnsan denen varlık, yaratıcısı tarafından öylesine olağanüstü yeteneklerle donatılmış ki bu yetenekler onun aynı zamanda bir kaynak olarak nitelendirilmesini sağlamakta. Bazıları buna beşeri sermaye de demektedir.

Yönetirseniz kazanırsınız. Yönetiliyorsanız zaten kaybetmişsinizdir. Ekonomik kriz kapıda. Geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını yitirdi. Krizi örtmeye çalışıyor. Kıskançlık krizlerine girdi. Meydana gelen deprem sonrası kriz masası kuruldu. Bu krizi ancak başarılı bir kriz yönetimiyle aşabiliriz. Gördüğünüz üzere kriz hemen hemen hayatımızın her alanında kendine bir yer bulabilmiş. Hayatımızda bu denli geniş kullanım alanı bulabilen bu kelimenin içerisinde neleri barındırdığını hiç merak ettik mi acaba? Sosyolojik mi? Psikolojik mi? Fiziksel mi? Ekonomik mi? Kontrol edilebilir, yönetilebilir bir olgu mu? Yoksa sadece tıbbi bir şey mi? Ne dersiniz?

Kriz Nedir?

Bu konuda birbirinden farklı oldukça değişik tanımlamalar mevcut. Bunlardan birisi krizi "İşletmenin mevcut konumunu ve geleceğini etkileyen hiç beklenmeyen bir anda ortaya çıkan ve genelde önlem alınmakta geç kalınan olumsuz bir durum” olarak tanımlarken bir diğeri "Normal düzeni bozan, toplum için olumsuz sonuçlar doğurma olasılığı bulunan fiziksel, sosyal, ekonomik ve politik olayların ortaya çıkması hali” olarak tanımlanmakta.

Bu açıklamalar ışığında kriz hangi alan altında tanımlanırsa tanımlansın hepsinin barındırdığı bir sorun bir bunalım hali bulunuyor. O halde krizi biz sosyal bir birey olarak insanın kendinde, sosyal bir grup olarak toplumun bir kesiminde veya tamamına yakınında sosyolojik, psikolojik, ekonomik nedenlere bağlı olarak meydana gelen, sıkıntı ve buhran halini içeren sorun olarak tanımlayabiliriz. Burada baş aktör olarak karşımıza insan çıkıyor. Görünen o ki insanın olduğu her yerde sorun var. Gerçekten öyle mi acaba? Hem evet hem hayır. Sorun varsa soruna çare olacak olanda o yani insan.

İnsan Sorunlara Çare Mi?

İnsan denen varlık, yaratıcısı tarafından öylesine olağanüstü yeteneklerle donatılmış ki bu yetenekler onun aynı zamanda bir kaynak olarak nitelendirilmesini sağlamakta. Bazıları buna beşeri sermaye de demektedir. Kimileri tarafından beşeri sermaye kimileri tarafından kaynak olarak görülen bu varlık kendisini diğer canlılardan ayıran en büyük özelliklerinden olan düşünebilme ve konuşabilme yetenekleri sayesinde sorun olmanın yanında bu sorun/sorunlara çare de olabileceğini göstermektedir.

Ne yapabiliriz?

Böl, parçala, yok et mi? Yoksa 'zararın neresinden dönülse kardır' bakışıyla kontrol altına alma mı? Sizce hangisi? “Bence artık olan olmuş, bu saatten sonra 'olana çare yok sonrasına bakalım”diyerek kontrolümüzde olmadan gerçekleşen öngörülmesi pek mümkün olmayan bu durumu kontrol altına almaya yani yönetmeye odaklanmalıyız. Burada önemli nokta yönetirken yeni bir krize neden olmamak ve bundan sonrası için öngörüyü ortadan kaldırmak ya da tolere edilebilir hale getirmektir.

Bir Kriz Nasıl Yönetilmeli?

Krizler sebebi her ne olursa olsun itibar ve hatta varlık sürdürebilmenin önündeki en büyük engellerdendir. Krizin bu istenmeyen sonucu hem sosyal bir varlık olan insanlar için hem de başta devletler olmak üzere kamu ve özel tüm kurum kuruluşlar için de geçerlidir. Çalışma hayatında kriz yönetimi için slogan 'olanı yönet, olacağa hazır ol' olmalı. Yani soğukkanlı, aklı başında, ne yaptığını bilen, empati kurabilen ve şeffaf bir idare tarzı şeklinde işe başlanmalı.  Ayrıca bu idare tarzı yönlendirebilme yeteneğine de uygun olmalı. Devamında ise her zaman bir B planı bulunmalı ve sonrakilere hazır olunmalı. Diğer bir deyişle sonrası için de bir kriz yönetim süreci belirlenmelidir.

Kriz Yönetimi (Olanı Yönetme)

  • Öncelikle karşımızda neyin olduğunu, neyle mücadele edeceğimizi ortaya koyup kavramalı, soğukkanlı hareket edilerek durum kabullenilmelidir.
  • Her kafadan ses çıkmasının ve bilgi kirliliğinin önüne geçmek için kriz masası tarzı yönetim birimi oluşturulmalı. Bu birimce kimin ne yapacağına karar verilerek yetki ve sorumluluğun dağılımı yapılmalıdır.
  • Sorumluluk ve yetki paylaşımında bulunulanlar kendilerine verilen görevler üzerinde, düzenli bilgi akışını sağlayacak şekilde çalışmalarına başlamalıdırlar.
  • Bu çalışmalar sırasında aynı zamanda krizin tekrar baş göstermesini ve büyümesini önleyecek tedbirler alınmalıdır.
  • Bir kurumda oluşmuşsa yönetim, çalışanlarına hâkim olmalı, kriz sırasında da verimliliklerini en üst düzeyde tutacak tedbirler almalıdır.
  • Yönetimden en alt çalışanına kadar iş birliği içerisinde hareket edilmesi sağlanmalı.
  • Eski hale döndürme işlemlerine başlanmalı, en kısa sürede eski hale dönülmelidir. Dönülemiyorsa varlık bitmiş demektir.

B Planı (Sonrası İçin Kriz Yönetim Süreci)

  • Varlık bitmemiş, eski hale dönüş tamamlanmışsa, bir plan oluşturularak yetki ve sorumluluklar belirlenmeli.
  • Çalışan motivasyonunu etkilemeden, kriz olabilecekmiş hissiyle hareket edilerek uyarıcı tedbirler alınmalı.
  • Her an hazırlıklı olunmalı (paronaya haline getirmemek şartıyla) ve krizden korunma tedbirleri belirlenmeli.
  • Gerçekleşmesi halinde hazırlıklı olunduğu için hemen denetim altına alınma sürecine geçilmeli. En az veya sıfır riskle atlatılması sağlanmalı.
  • Olağanlaşma süreci işletilmeli. Zira bunun hemen yapılması sağlıklı hale dönülmesi açısından önem arz etmektedir.
  • Yeniden merdivenin basamaklarını çıkmaya başlayabilirsiniz.

Kriz yönetimi gerek bireysel ve gerek kurumsal düzeyde olsun yönetilmesi gereken bir süreçtir. İnsanoğlu varlığını sürdürdüğü müddetçe de her alanda olduğu gibi bu alanda da süreçlerin yöneticisi olacaktır.

Yazar: Kadir Kafadar