Motivasyon İle Hedefe Yolculuk

Motivasyon kişi veya kişilerin belirli bir hedefi gerçekleştirmek için sahip oldukları istektir. Örnek verecek olursak, tek başınıza bisikletle uzun bir yola çıktığınızı düşünün, engebeli yollardan geçiyorsunuz bir tepe çıkıyor karşınıza bildiğiniz tek şey ise o yolu tamamlamanız gerektiği. Yolu tamamlamak için de tepeyi aşmanız gerekli. İşte kısaca motivasyon çevreden aldığınız dürtülerle ve enerjiyle harekete geçmenizdir yani içimizdeki itici güçtür.

Motivasyon Yöntemleri

Bence burada en önemli unsur meraktır. Onu keşfetmek için gösterdiğimiz çabadır. Bu durumu istemsizce hedef haline getirebiliriz, bizi o duruma daha çok tutunmamız için bir sebep verir. Bir de önemli unsurlardan olan ödül ve ceza sistemi vardır, Ödül sisteminden örnek vererek başlarsak eğer iş hayatımızdaki primler ve iyi sergilenen performans için zam diyebilirim. Motive olalım ve işimize daha çok tutunup, saldıralım diye işveren tarafından tarafımıza uygulanan bir sistem genelde satış işlerinde sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.

Bir de ceza sistemine baktığımızda ise genelde aile veya toplum tarafından sıkça rastlaştığımız bir durumdur. Sıkça motivasyonumuzun düştüğü bu sisteme gelelim bir de iyi yanından bakalım motivasyonumuzu arttırmamız gereken bu sistem aslında bizleri bir şeylerin üstesinden de gelebildiğimizi gösterir. Ve bu sistem kişileri ödül sisteminden daha çok memnun eder.

Kişisel gelişimin ve sorumluluğun artmasıyla birlikte etrafımızdaki kişileri de bu sayede motive edebiliriz. Ve buna bağlı olarak ta diğer kişilerle rahatlıkla bağlantı kurabilme, iş arkadaşları ile güvene dayalı bir ilişki kurma yolunu da bulmuş oluruz. Motivasyonumuzu yükseltmek veya düşürmek bizim elimizde. Bununla birlikte çevreden de aldığımız enerji de bir o kadar önemli.

Motivasyonu Nasıl Koruyabiliriz?

Öncelikle kendimize olan inancımız motivasyonumuzu korumak adına önemlidir. Çünkü kişi hayatı boyunca kendisi ile mücadele içindedir. ‘‘Ben bunu yapabilirim, bu beceriye sahibim üstesinden gelebilirim, bu işi başarıyla sonuçlandırabilirim’’ düşünceleriyle yola çıkılır. Kendimize olan inancımız çevremize de pozitif olarak etki eder onların hem saygınlığını hem de güvenlerini kazanmış oluruz. Çevremizdeki insanların başarılarını görüp taklit edebiliriz ya da başarı hikayelerini okuyup, dinleyebiliriz de bu bizi tatlı rekabete sürükleyebilir motivasyonumuzu en üst etaplara da çıkarabilir.

Zaman zaman yaşadığımız sıkıntılı, acı olayları bir kenara atıp zamanla her şeyin düzeleceğini kendimize sık sık hatırlatmak ve kendimizi bu konuyla ilgili de telkin etmek önemlidir. Ve düşünce ya da sözel yolla ‘‘Yapamam, üstesinden gelemem, başarısız olur muyum acaba? Başaramam olmayacak’’ gibi olumsuz ve bizi yokuşa sürükleyecek bu cümleleri kurup düşünmekten çekinmeliyiz.

Yapamam Yok

Bununla ilgili güzel bir örnek verebilirim. Resim çizme kabiliyetiniz var fakat kendi yeteneğinizin farkına henüz varamamışsınız. Eliniz henüz hiç fırça tutmadan ‘‘Ben bunu yapamam’’ derseniz yapabilecek durumda olsanız dahi gerçekten de hiçbir şey yapamazsınız. Burada vurgulamak istediğim şey başlamadan kendimizi denemeden ve kendinizi tam anlamıyla keşfetmeden hiçbir şey bilemeyiz bunun için bizi zora sokacak olumsuz bir netlik kendinize koymayın, kendinizi sınırlandırmayın. Asla pes etmeyin insan su gibidir her şeyin şeklini alır, yeter ki siz su olmayı bilin.

Kendinizi motive etmenin yolları bitmez. Ayrıca sevdiğimiz hobilerimiz bizi yüksek oranda motive ederler.Bunlar müzik dinlemek, doğayla baş başa kalmak, yürüyüşe çıkmak veya resim yapmak olabilir. Hem de bunları yaparken yanı sıra kendimizi de deşarj etmiş oluruz. Kendimizi tanımak ve kendimizdeki eksiklikleri güçlendirmeye açık bir kapı bırakmak zayıf veya güçlü yönlerimizi bilip bunlar üzerinden kendimizi değerlendirebilmek, bunların bize getirdiği pozitif dönüşler ise bizi yaşama sevincine daha da bağlar. Yapılan hatalardan en önemlisi ders çıkarılmasıdır. Bu zamanda iyi bir pozisyonda ve mevkide olan herkesin geçmişte yaptığı hataları tekrarlamadığı göz önündedir hatta kişiler bu durumu hata olarak sınıflandırmayıp tecrübe olarak nitelendirmektedirler.

Yazar: Şebnem Karagöz