Potansiyelini Keşfet Ve Kararını Ver
Unutmamak gerekir ki kendi potansiyelinin farkına varmak hayatımızın geri kalanı boyunca devam edecek olan bir süreçtir. İşte bu noktada birey kendini bir karar verme aşamasının tam ortasında bulacaktır
İnsancıl psikolojinin öncüsü Abraham Maslow “İnsanın sadece ekmekle yaşayabileceği oldukça doğru bir söylemdir. Ancak ortada hiç ekmek olmadığında? Peki, ortada bir sürü ekmek olduğunda ve karnı sürekli olarak tok olduğunda, insanın arzularına ne olur?” sorularından yola çıkarak insan dürtülerini planlamaya çalışmıştır. Yaptığı uzun araştırma ve gözlemlerin sonucunda ihtiyaçlar hiyerarşisi modelini öne sürmüştür.
İhtiyaçlar Hiyerarşisi
Piramit incelendiğinde ilk aşamaların daha çok eksiklik ihtiyaçları son aşamanın ise var olma ihtiyaçları olduğunu görebiliriz. Buna göre insan, temel gereksinimlerinde belirli bir noktaya geldiğinde, artık kendi var olma savaşına dönebilecektir. Dürtülerinin büyük bir kısmından arınmış olan birey, kişisel potansiyelini fark etmeye kişisel tatmin ve gelişim için çabalamaya başlayacaktır.
Kişi Potansiyelinin Farkına Nasıl Varır?
Unutmamak gerekir ki kendi potansiyelinin farkına varmak hayatımızın geri kalanı boyunca devam edecek olan bir süreçtir. İşte bu noktada birey kendini bir karar verme aşamasının tam ortasında bulacaktır. Kimileri sanat, kimileri edebiyat, kimileri spor alanlarına yönelecektir. Belki bazıları politikaya atılıp bütün insanlık için çalışmalar yapmak isteyecek, bazıları ise evinden çıkmadan sadece ve sadece kendi ruhunu besleyecektir.
Bu noktada insanın yeni bir eğitim sürecine gireceğini söylemek çok da yanlış olmayacaktır. Kendisini artık olduğu gibi kabul eden kişi, eleştirilme ve dışlanma korkusu olmadan, kendini rahatça ifade edebilecektir. Bütün bu araştırmalar, belki hayatımın en yeni ve en anlamaya çalıştığım dönemi olan 30’lu yaşlarım üzerinde düşünmeme yol açıyor. Size de öyle geliyor mu bilmiyorum ama uzun bir süredir 20’lerin hep bir sürüklenme dönemi olduğunu aklımdan çıkaramıyorum.
Bir Şeylere Yetişme Ve Kendini Kanıtlama
Hayatımdan büyük oranda tatmin olduğumu düşündüğüm şu da olursa tamamım dediğim bütün zamanlarda, kendimi hiç aklımda olmayan yeni bir dürtünün etkisinde bulmuştum. Sevgiye doyduğumu düşündüğüm anlarda yaşanan ayrılmalar, saygıya doyduğumu düşündüğüm anlarda kovulmalar, beni hep en başa dönmeye zorlamıştı.
Şimdi ise hayatımda güven, sevgi ve saygı kavramlarının hiçbir zaman %100 oranında kazanılamayacağının farkına vardım. Maslow da öyle diyormuş zaten sonradan anladım. Yeni moda söylemlere uyarak kendimle tamamen barıştığımı ya da ne bileyim kendimi hatalarımla kabul ettiğimi iddia etmiyorum elbette. Ben sadece kabullendim ve devam ettim. Salt sevginin bir romantik komedi filmindeki gibi belki her güne mutlu uyanmama yetmediğini ama gün içinde defalarda kahkaha attırdığını gülümsettiğini öğrendim.
Saygının öyle hanımefendiler beyefendiler demek olmadığını öğrendim. Belki hiçbir zaman geleceğimi güvence altına alamayacağımı ama ailem, eşim ve arkadaşlarım olduğu sürece asla yalnız yürümeyeceğimi öğrendim. Hayatımı, evimi ve biramı paylaşmayı öğrendim.
Bu Potansiyel İle Ne Yapacağız?
“Oturduğu yerle iftihar eden bir insan görmeyi severim. Sevdiğim diğer bir şey de bir insanın oturduğu yerde kendisiyle iftihar ettirecek şekilde yaşamasıdır.” diye devam ediyor Maslow. Kendimize döneceğiz artık. Spontane olacak, rotaları yolda değiştirecek, bencillikten uzaklaşacak ve tarafsız olmayı öğreneceğiz. Oyun oynamaktan vazgeçecek ama aynı zamanda 4 yaşımıza döneceğiz. Tam olarak arınacak ve kendi duygularımız ile ilerleyeceğiz. Yani özgür ruhlar ile yaşayacağız. Ne yapmak ne öğrenmek istiyorsak öyle olacak işte. Dans etmeyi, resim yapmayı, yazı yazmayı bilmiyor ise yorumlayacağız. Bu benim dansım, bu benim resmin veya bu benim kitabım demekten çekinmeyeceğiz. Doğayı taklit edeceğiz ve unutmayacağız ki gitmenin varmakla bir ilgisi yok. Önemli olan yolda olmak.
Yazar: Kıvanç Karaca