Türkiye’de Spor Kültürü Gerçeği
Türkiye’de spor kültürü gelişimi için öncelikle toplumun en küçük yapı taşı olan bireylerden başlanmalı. Bireyler spor konusunda bilinçlenmeli, sporun sadece futbol, basketbol ve voleyboldan ibaret olmadığı empoze edilmelidir
Spor belli kuralları olan teknik ve taktiksel becerilerle yapılan fiziki gelişime katkısıyla bazen yarışma şeklinde bazen de eğlence amacıyla yapılan fiziki hareketlerin tümüne denir.
Türkiye’de Spor Kültürü Var Mı?
Ülkemizde insanlara spor nedir? diye sorduğumuzda, akıllarına ilk gelen şeyler arasında futbol, basketbol kimi zaman da voleybol geliyor. Peki ama spor sadece futbol, basketbol veya voleyboldan mı ibaret? İnsan uzun yıllar boyunca sağlıklı bir bedene, sağlam bir vücuda sahip olabilmek için yaptığı bütün bu egzersizler, antrenmanlar, aktiviteler, koşular spor değil mi?
Yıllardır Türkiye’de spor kültürü adına birçok adım atıldı. Spor Bakanlığı kuruldu. Hemen hemen her şehirde spor tesisleri yapıldı. Etkinlikler düzenlendi, bir sürü masraf yapıldı. Ama ne yazık ki hala kalkıp Türkiye’de spor kültürü diye bir tabirden söz etmek pek de mümkün değil. Ve aynı zamanda gelişmekte olan ülkelere baktığımızda bu durumun hemen hemen hepsinde aynı olduğu, spor kültüründen uzak olduğu apaçık ortada.
Sorun Nerede?
Sokaktan birilerini çevirip veya en yakınımızdakilere neden spor yapmıyorsunuz diye sorduğumuzda; kimisi tesis yetersiz diyor. Kimisi zamanımız yok diyor. Kimisi de bizden geçti diyor. Peki ama ülkemizde sporla uğraşan nüfusun bu kadar az olmasının asıl nedeni nedir? Veya asıl sorun nerede?
Asıl sorun içimizde. Asıl sorun biziz. Çocuklarımızı, eşlerimizi, ailemizi, akrabalarımızı, dostlarımızı spora teşvik etmiyoruz. Asıl önemli olanı ise biz, yani kendimiz spor yapmıyoruz. Türkiye’de spor kültürüadına hiçbir şey yapmıyoruz. Peki bunun aldığımız eğitimle bir alakası yok mu? Elbette var. Türkiye’de spor kültürü yıllarca vasıfsız eğitimcilere kurban gitti.
Beden eğitimi derslerinde öğrencilere topu verip sporun futbol, voleybol, basketboldan ibaret olduğunu göz göre göre empoze ettiler. Yıllarca beden eğitimi dersi kimi zaman öğrencinin oturup test çözebildiği bir ders. Kimi zaman da eve erken gitmenin planının yapıldığı ders oldu ve hep boş geçen ders olarak görüldü. Türkiye’de spor kültürü gelişimine katkısı olmayan spor ahlakından habersiz nesiller yetişti. Sonuç olarak Türkiye’de spor kültürü tabirinden söz edemiyorsak bunun sebebinin geçmişte spor ahlakını iyi empoze edememiş, spor kültürü adına bir girişim yapmamış eğitimcilerin en büyük pay sahibi olduklarını görebiliyoruz.
Türkiyede Spor Kültürü Nasıl Gelişir?
Türkiye’de spor kültürü gelişimi için öncelikle toplumun en küçük yapı taşı olan bireylerden başlanmalı. Bireyler spor konusunda bilinçlenmeli, sporun sadece futbol, basketbol ve voleyboldan ibaret olmadığı empoze edilmelidir. Bunun için sürekli olarak etkinlikler düzenlenmeli, aktivitelere teşvik edilmelidir. Eğitim müfredatında spora, spor ahlakına önemli bir yer açılmalıdır. Bir diğer önemli husus ise insanın ilk eğitim aldığı yer olarak anne ve babadan aldığı eğitime önem verip bu konuda ebeveynleri bilinçlendirilecek etkinlikler düzenlenmeli.
Çocuk ilk spor ahlakını aileden almalı daha sonra okulun ilk evresinden tutun okulun son evresine kadar sürekli olarak sporla buluşturulmalı, spora teşvik etmeli. Sportif eğitmen açığının kaliteli elemanlarla kapatılması gerekir. Tüm belediyelerin Türkiye’de spor kültürü adına çalışmalar yürütmesi ve aktif olarak rol alması gerekir. Daha fazla insana ulaşabilmek için tüm basın yayın ve kuruluşların spora dahil olması ve spora teşvik edici yayın ve programlar mecburi olmalı.
İl gençlik ve spor genel müdürlüklerinin yaz kampları düzenlemesi ve sporu toplumun bir parçası haline getirilip yaygınlaştırılması gerekir. Bu sayede Türkiye’de spor kültürü gelişecektir. Sağlıklı bir nesil yetişecek, insanlar bilinçlenecek ve Türkiye’de spor kültürü ileri seviyeye ulaşacaktır.
Yazar: Emre Şakar